2. turda sandığa giden azalır mı?
Siyaset bilimci Prof. Dr. Havva Kök Arslan, beklenilenin aksine 14 Mayıs genel seçimlerinin Türk halkının milli iradesiyle barış içinde, sorunsuz ve şaibesiz geçtiğini belirterek, 28 Mayıs’ta gerçekleşecek ikinci turda da siyasi sürecin sorunsuz işleyeceğini, bu aşamada siyasi tansiyonun daha azalacağını ve katılımın bir miktar düşebileceği söyledi
16 Mayıs 2023 - 14:40
Üsküdar Üniversitesi'nde İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Havva Kök Arslan 14 Mayıs sonrası yurt içi ve yurt dışındaki tepkileri değerlendirerek, genel seçim süreci ile ilgili bilgi verdi.
Özellikle batılıların Türkiye’ye karşı çoğunlukla oryantalist önyargıları olduğunun altını çizen Prof. Dr. Havva Kök Arslan “Türk milleti kendisine yakışan vakur ve sakin şekilde 14 Mayıs genel seçimlerini barış içinde yaptı ve milli irade sorunsuz ve şaibesiz şekilde tecelli etti. Gerek yurtta gerekse yurt dışında oluşturulan kamuoyunun aksine seçimler Türkiye’de karmaşa ve kaos içinde gerçekleşmedi. Türkiye’ye karşı çoğunlukla oryantalist önyargıları karşılık bulmadı. Yıllarca sömürüp 1960’larda sözüm ona özgürlük verdikleri Afrika ülkelerinde görmeye alışık oldukları seçimler sonucunda kabilelerin birbirine saldırıp kanlı olaylar çıkması şeklindeki şiddet sahnelerinin Türkiye’deki genel seçimler sonrasında da görülebileceğini hatırlatsalar da bu durum gerçekleşmedi” dedi.
Seçim sonuçları ile ilgili yorum ve başlıklardan örnek veren Arslan, “Daha bir hafta önce ‘Erdoğan sessizce makamını terk etmeyecek’ gibi kabul edilemez başlıklar atabildiler. Buradaki paradoks ise bu başlığı ülkemizdeki tek kanlı ve olaylı seçimin 1919 genel seçimlerinde demokratik yollarla seçilmiş Türk Meclis-i Mebusanı’nı basıp dağıtan İngiliz İşgal Kuvvetleri tarafından gerçekleştirildiğini başlığına taşıyan İngiliz dergisinin olması. TBMM 15 Temmuz’da da saldırıya uğradı ama bu saldırının bir genel seçimin sonucunda olmadığını hepimiz biliyoruz. Sandık başında bayram gibi herkesin birbirine yardımcı olduğunu gözlemledim. Türk Milleti 14 Mayıs’ta başörtülüsü, mini eteklisi, dindarı ve dinsizi ile aynı sıralara girip birbirleriyle sohbet edip gülerek aynı sandıklarda oylarını kullandılar ve herkes birbirine hayırlı olsun dedi. Gerek oy verilmesinde gerekse oy sayımında hiçbir şiddet olayı görülmedi. Yürütme organı seçimlerin tarafsızlığına gölge düşürecek hiçbir eylemde bulunmadı ve seçim süreci yasama organı YSK’nın yetkisinde gerçekleştirildi. Seçimde yaşlılar ve engelliler için özel önlemler alındı. Bir de en güzeli bir bayram gibi herkesin herkese yardımcı olduğu ikramların yapıldığı bir ortamda yapılmasıydı” diye konuştu.
Arslan şunları söyledi; “Büyük bir milleti aşiret devletleri ile aynı kefeye koyan ve sadece kendilerini medeni sayan zihniyetlerini bir ölçüde değiştirmiş olmasını umuyorum. Kendi ülkelerinden daha yüksek katılım oranı, milli iradeye tam saygı ve de şiddetsiz bir seçim geçirmiş olmamızı içlerine sindiremeyenlere ise ülkemizde yıllarca gazetecilik yapmış olan İngiliz gazeteci Hugh Pope’un 1990’lı yıllarda ülkemiz hakkında yazmış olduğu kitabın önsözündeki ilk cümleyi hatırlatmak isterim; ‘Batılılar Türkiye’yi tanımakta zorlanırlar oysa Türkiye’yi ve Türk halkını tanımak için her şeyden önce bilmeleri gereken bir tek şey vardır; o da Türkiye’nin hiçbir zaman sömürge olmamış olmasıdır.’ Cumhuriyet’in 100. yılında dünyaya demokrasi dersi veren ülkemizin kurucusu Atatürk’ü anmadan 14 Mayıs’ı değerlendiremeyiz. Cumhuriyeti en üst düzeyde temsil ederek 13. Cumhurbaşkanımızı ve Meclisi dünyaya örnek olacak bir olgunlukla seçeceğimize inanıyorum. İkinci turda da siyasi sürecin aynı şekilde sorunsuz işleyeceğini ancak bu aşamada siyasi tansiyonun daha azalacağını ve katılımın da bir miktar düşebileceğini düşünüyorum.”
Özellikle batılıların Türkiye’ye karşı çoğunlukla oryantalist önyargıları olduğunun altını çizen Prof. Dr. Havva Kök Arslan “Türk milleti kendisine yakışan vakur ve sakin şekilde 14 Mayıs genel seçimlerini barış içinde yaptı ve milli irade sorunsuz ve şaibesiz şekilde tecelli etti. Gerek yurtta gerekse yurt dışında oluşturulan kamuoyunun aksine seçimler Türkiye’de karmaşa ve kaos içinde gerçekleşmedi. Türkiye’ye karşı çoğunlukla oryantalist önyargıları karşılık bulmadı. Yıllarca sömürüp 1960’larda sözüm ona özgürlük verdikleri Afrika ülkelerinde görmeye alışık oldukları seçimler sonucunda kabilelerin birbirine saldırıp kanlı olaylar çıkması şeklindeki şiddet sahnelerinin Türkiye’deki genel seçimler sonrasında da görülebileceğini hatırlatsalar da bu durum gerçekleşmedi” dedi.
Seçim sonuçları ile ilgili yorum ve başlıklardan örnek veren Arslan, “Daha bir hafta önce ‘Erdoğan sessizce makamını terk etmeyecek’ gibi kabul edilemez başlıklar atabildiler. Buradaki paradoks ise bu başlığı ülkemizdeki tek kanlı ve olaylı seçimin 1919 genel seçimlerinde demokratik yollarla seçilmiş Türk Meclis-i Mebusanı’nı basıp dağıtan İngiliz İşgal Kuvvetleri tarafından gerçekleştirildiğini başlığına taşıyan İngiliz dergisinin olması. TBMM 15 Temmuz’da da saldırıya uğradı ama bu saldırının bir genel seçimin sonucunda olmadığını hepimiz biliyoruz. Sandık başında bayram gibi herkesin birbirine yardımcı olduğunu gözlemledim. Türk Milleti 14 Mayıs’ta başörtülüsü, mini eteklisi, dindarı ve dinsizi ile aynı sıralara girip birbirleriyle sohbet edip gülerek aynı sandıklarda oylarını kullandılar ve herkes birbirine hayırlı olsun dedi. Gerek oy verilmesinde gerekse oy sayımında hiçbir şiddet olayı görülmedi. Yürütme organı seçimlerin tarafsızlığına gölge düşürecek hiçbir eylemde bulunmadı ve seçim süreci yasama organı YSK’nın yetkisinde gerçekleştirildi. Seçimde yaşlılar ve engelliler için özel önlemler alındı. Bir de en güzeli bir bayram gibi herkesin herkese yardımcı olduğu ikramların yapıldığı bir ortamda yapılmasıydı” diye konuştu.
Arslan şunları söyledi; “Büyük bir milleti aşiret devletleri ile aynı kefeye koyan ve sadece kendilerini medeni sayan zihniyetlerini bir ölçüde değiştirmiş olmasını umuyorum. Kendi ülkelerinden daha yüksek katılım oranı, milli iradeye tam saygı ve de şiddetsiz bir seçim geçirmiş olmamızı içlerine sindiremeyenlere ise ülkemizde yıllarca gazetecilik yapmış olan İngiliz gazeteci Hugh Pope’un 1990’lı yıllarda ülkemiz hakkında yazmış olduğu kitabın önsözündeki ilk cümleyi hatırlatmak isterim; ‘Batılılar Türkiye’yi tanımakta zorlanırlar oysa Türkiye’yi ve Türk halkını tanımak için her şeyden önce bilmeleri gereken bir tek şey vardır; o da Türkiye’nin hiçbir zaman sömürge olmamış olmasıdır.’ Cumhuriyet’in 100. yılında dünyaya demokrasi dersi veren ülkemizin kurucusu Atatürk’ü anmadan 14 Mayıs’ı değerlendiremeyiz. Cumhuriyeti en üst düzeyde temsil ederek 13. Cumhurbaşkanımızı ve Meclisi dünyaya örnek olacak bir olgunlukla seçeceğimize inanıyorum. İkinci turda da siyasi sürecin aynı şekilde sorunsuz işleyeceğini ancak bu aşamada siyasi tansiyonun daha azalacağını ve katılımın da bir miktar düşebileceğini düşünüyorum.”
10:07
YORUMLAR