Altıncı hastalığa dikkat

ABONE OL

Toplumda ''Altıncı Hastalık'' olarak bilinen ve çocuklarda kış aylarında yaygın olarak görülen ''Roseola İnfantum'' hastalığına karşı ailelerin bilinçlendirilmesi gerektiği bildirildi.

Memorial Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uzman Doktor Tuğrul Atay, yaptığı yazılı açıklamada, Koronavirüs pandemisi ile yaşam düzeninin tamamen değiştiği bu günlerde viral hastalıklara neden olan virüslerin daha çok tanınması gerektiği vurguladı. Toplumda ''altıncı hastalık'' olarak bilinen ''Roseola İnfantum''a herpes virüs ailesinden HHV-6 ve HHV-7 virüslerinin neden olduğunu ve çocuklarda kış aylarında yaygın olarak görüldüğünü kaydeden Tuğrul Atay, şunları söyledi:

''Toplumda altıncı hastalık olarak bilinen “roseola infantum”, daha çok dudak ve genital bölgede uçuk meydana getirmesine neden olan bir hastalıktır. Hastalık çoğunlukla 6 ay ile 2 yaş arasındaki çocukları etkileyen birkaç gün yüksek ateş ile seyrederek, ateş düştükten sonra vücutta gül renginde döküntülerle devam eden bir hastalıktır. Latince adı bu döküntülerin özelliğine atıfla roseola infantum yani küçük çocukların gül hastalığı olarak konulmuştur. Çoğu çocukta hafif bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben yüksek ateşle seyreder, bu yüksek ateş hastalığın en önemli belirtisidir. Altıncı hastalık viral enfeksiyonlar içinde çocukluk çağında ateşli havaleye (febril konvülziyon) en sık neden olan viral enfeksiyondur. Ateş 4 ile 7 gün arasında devam edebilir bu sürede çocukta halsizlik, iştahsızlık ve boyun lenf nodlarında şişme olabilir. Hastalığın devamında ateş birden düşer ve hastalığın ayırt edici 2. bulgusu olan pembe-kırmızı, deride çoğu zaman kabarık olmayan döküntü ortaya çıkar, döküntüler basmakla solar. Bazı döküntülerin etrafında daha açık renkli haleler oluşur daha sonra bu döküntüler boyna, yüze, kollara ve bacaklara yayılır. Ateş 3- 7 gün civarında devam eder ateş birden düşer ve döküntü başlar. Döküntüler birkaç saat ile birkaç gün arasında değişen sürelerde solar ve geçer.''

Altıncı hastalığın bulaşıcı olduğunu, ancak koronavirüs, kızamık gibi büyük salgınlara yol açmadığını belirten Atay, şöyle devam etti:

''Enfekte olmuş bir çocuktan damlacık yoluyla konuşurken, hapşırırken veya öksürürken etrafa saçılarak yine aynı su bardağını, çatalı veya kaşığı kullanma ile de bulaşabilir. Bununla birlikte enfekte damlacıklar yüzeylerin üzerine konar ve bu yüzeylere dokunup el yıkanmadan ağız ve buruna dokunulursa bu yolla da altıncı hastalık yayılım gösterir. Döküntü ortaya çıkmadan çocuğun henüz sadece ateşi varken de bulaşıcıdır. Genellikle sadece çocuklara bulaşmakla birlikte nadiren erişkinlere de bulaşabilir. Bu durum genelde erişkinin virüsü çocuklukta geçirmiş ve bağışıklık kazanmış olmasına bağlıdır. Genel hijyen kurallarına uyarak en önemlisi ellerimizi sık aralıklarla yıkayarak ve sosyal mesafeye dikkat ederek altıncı hastalıktan korunabiliriz.''

Tedavinin en önemli aşamasının iyi bir evde bakım süreci olduğunu dile getiren Atay, ''Çoğu viral hastalıkta olduğu gibi altıncı hastalıkta da hastalığa özel bir tedavi bulunmamaktadır. Tüm hastalıklarda olduğu gibi dengeli beslenmek, yapay veya koruyucu maddeler içeren paketli gıdalardan uzak durmak, sebze ağırlıklı tencere yemekleri ile çocuklarımızı beslemek, el yıkamak ve sosyal mesafeye dikkat etmek hastalık için alınabilecek önlemlerdir. Viral enfeksiyonlar çocuğumuzun bağışıklık sisteminin birer öğretmeni gibidir'' ifadelerini kullandı.
 

memorial bahçelievler hastanesi çocuk sağlığı ve hastalıkları bölümü uzman doktor tuğrul atay altinci hastalik