Çocuklarda varikosel ileriki yaşlarda kısırlığa neden olabiliyor
Varikosel yalnızca yetişkin erkeklerde değil erkek çocuklarında da görülebiliyor. Ergen erkeklerde ya da erkek çocuklarında erken dönemde görülen varikosel tedavi edilmediği takdirde sperm kalitesi düşüyor ve ileriki yaşlarda kısırlığa neden olabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Ürolojisi Bölümü'nden Doç. Dr. Onur Telli, çocuklarda varikosel hakkında konuştu.
Varikoselin 10 yaş altında yüzde 1 oranında, 10 yaş üstünde ergenlik döneminde yüzde 11 oranında görülebilen bir hastalık olduğunu aktaran Doç. Dr. Telli, pek çok ebeveynin, çocuklarda ya da ergenlik döneminde görülmediğini düşündüğü bu sorunun erken yaşta tespit edilebilir olduğunu aktardı. Doç. Dr. Telli, varikoselin, çocuk sahibi olamayan erkeklerde yüzde 40 oranında görüldüğünü belirterek, “Bu nedenle varikoselin erken dönemde teşhis ve tedavi edilmesi ile çocukların ileriki dönemlerinde sorun yaşaması da önlenmiş olur. Varikosel tedavi edilmezse sperm kalitesinde düşmeye, testislerde küçülmeye ayrıca erkeklik hormonu üretiminde azalmaya sebep olabilir. Bu da çocuk sahibi olmayı etkileyen bir durumdur” diye konuştu.
Doç. Dr. Telli açıklamasının devamında varikosele sebep olan şeyin tam anlamıyla bilinmediğine dikkat çekti. Daha çok ağır yük taşıyon, ağır egzersiz yapan, uzun süre ayakta duran çocuklarda görüldüğünün düşünüldüğünü aktaran Telli, çocuklarda varikoselin dışarıdan bakıldığında anlaşılacak bir durum olmadığını ifade ederek, “Çok nadir olarak belirti veren sorun bazen ağır egzersizlerden sonra, sıcak havada uzun süre aktif kalınırsa çocuk tarafından testis bölgesinde ağırlık ya da donukluk şeklinde hissedilebilir. Her ne olursa olsun mutlaka çocukların bir çocuk ürolojisi uzmanı tarafından muayene edilmesi, erkenden önlem alınmasını sağlar” dedi.
Teşhiste altın standartın fiziki muayene olduğunu ve ultrason sonucuna göre tedavi planı belirlendiği bilgisini paylaşan Doç. Dr. Telli şu şekilde konuştu:
“Çocuk ürolojisi uzmanları çocuğun öncelikle bir sağlık geçmişini alıp; fiziki muayeneyi gerçekleştirir. Varikosel tanısında altın standart fiziki muayenedir. Fizik muayene sıcak bir ortamda hasta ayakta ve yatar pozisyonda iken valsalva manevralı (ağız ve burun kapalıyken nefes verilmesini içerir) ve valsalva manevrasız şekilde ayrı ayrı uygulanmalıdır. Hasta ayağa kaldırılmadan veya valsalva manevrası olmadan yapılan muayenelerde bazı varikoseller atlanabilir. Eğer uygun görülürse farklı tetkikler de istenebilir. Fiziki muayene ayakta ve yatar pozisyonda gerçekleşmektedir. Testis hacminin ölçülmesi adolesan varikoselli olguların değerlendirilmesinde en önemli basamaklardan biridir. Bu hasta grubunda semen analizinin kullanımı kısıtlı olduğu için testis hacminin ölçülmesi hem cerrahi gerekliliği belirlemek hem de operasyon sonrası takip yönünden önemlidir. Testis hacim ölçümü çeşitli orkidometrilerin (Prader, Takihara) yanı sıra ultrasonografi ile de yapılabilir. Testis hacimlerinin ölçümü yönünden Prader orkidometri ve ultrasonografi karşılaştırıldığında, yaş ve testis hacimlerinden etkilenmeksizin yüzde 99 uyum sağlanırken; olguların sadece yüzde 2’sinde yüzde 10‘dan fazla veya 2 ml’den fazla hacim farklılığı saptanmıştır. Bu değerlendirmelere dayanarak, pediatrik ürolog en iyi tedaviyi önerecektir.”
Erkek genital organı testisi oluşturan toplardamarlarda genişleme, ödem ve yüksek basınç ile karakterize olan varikoselun toplumda yüzde 15 oranında bildirilirken, infertilin erkeklerde yüzde 40 oranında görüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Telli, Türkiye’de ise dört binden fazla çocuğun incelendiği bir çalışmada; 10 yaş altında yüzde 1’den az olan varikosel görülme oranının 11-19 yaş arasındaki çocuklarda yüzde 11’e yükseldiği gösterildiği bilgisini aktardı ve “Adolesan varikoselin giderek daha iyi anlaşılması ile gelecekte infertilite riski taşıyacak çocukları ayırt edebilecek bir protokolün geliştirilmesi umulmaktadır. Böylece bu çocuklara daha erken müdahale edilip riskten kurtulmalarının yolu açılacaktır. Bu arada 10 yaş altında tespit edilen varikoselin altında Wilms tümörü, Nöroblastom ve hidronefrotik böbrek gibi rahatsızlıklar yatabilir” dedi.
Doç. Dr. Telli açıklamasının devamında varikoselin mikrocerrahi yöntemle başarıyla tedavi edilebildiğini belirtti. Bu operasyonun özel eğitim ve tecrübeye sahip cerrahların yapabileceği bir cerrahi şekli olduğunu açıklayan Telli, “Kasık bölgesinden küçük bir kesik yapılarak testis damarlarına gidilir, sorun yaşatan toplardamarlar iptal edilir; atardamar ve lenf damarlarına zarar verilmez” dedi. Telli açıklamasının sonunda ise kişiye özel modern tedavilerin uygulanabildiğini söylerek, “Fizik muayenede karşı testise göre %20'den fazla küçülme ve beraberinde ağrı, hassasiyet olan varikosel haricinde genel olarak varikoseli olan hastalar takip edilmektedir. Düzenli takipler sonucunda gerekli görüldüğü takdirde kişiye özel modern tedaviler uygulanabilmektedir” diye konuştu.