Dünya yaşlandıkça enfeksiyon tehdit haline geliyor
Dünya nüfusu giderek yaşlanıyor. Yaşlı oranının artması, enfeksiyonun en ağır hali olan sepsise bağlı ölüm oranlarını da arttırıyor. Her yıl 12 milyon kişi sepsis nedeniyle hayatını kaybediyor!
“Vücuttaki en ağır enfeksiyon hali” olan sepsis, organ yetmezliğinden ölüme varan sonuçlara yol açabilir. Halk arasında “kan zehirlenmesi” olarak bilinen sepsisin nedeni virüs veya bakteriler. Hayatımızın çeşitli dönemlerinde enfeksiyon atlattığımız halde, nasıl en ağır hale gelerek sepsise dönüşüyor ve hayatı tehdit eder hale geliyor? Önlem almak mümkün mü? Acıbadem Ataşehir Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. İsmail Cinel, sepsis hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Dünyada her 5 kişiden birinin ölüm nedeni, sepsis! Riski bilmek ve önlem almak gerekiyor. Tıp kadar, bireylerin de alabileceği önlemler var. Covid-19 pandemisi, enfeksiyonların yol açabileceği büyük riskleri hatırlattı. 2 yıl boyunca milyonlarca cana mal olan pandemide pek çok hasta yoğun bakım tedavisi gördü. Yoğun bakımda tedavi görüp hayatını kaybeden yüz hastadan 95’i Covid ilişkili sepsisten öldü. Prof. Dr. Cinel, “Sepsiste vücut, enfeksiyonlara anormal, düzensiz yanıt veriyor, organların işlevi bozuluyor, yetersiz kalıyor. Yaşamı tehdit eden klinik tablo oluşuyor. Yoğun bakım servislerinde tedavi edilecek bir hastalık. Yoğun bakımların en ölümcül hastalığı” diyor.
Sepsis, dünyada her yıl 12 milyon insanın ölümüne yol açıyor. Bebeklikten yaşlılığa, her dönemde karşılaşılabilecek bir risk. Riski düşürecek yeni tedavi yöntemleri ve önleyici yöntemlerin araştırıldığını belirten Prof. Dr. İsmail Cinel önemli uyarılarda bulunuyor; “Kişilerin riskten uzak durmak için yapması gerekenler var. Kişisel temizliğe dikkat edilmeli. Elleri yıkamak çok önemli. Araştırmalar enfeksiyonun en sık ellerle vücuda girdiğini gösteriyor. Damlacık yoluyla bulaşın arttığı salgın dönemlerinde maske kullanımı önemli. Bağışıklığı güçlü tutacak, sağlıklı beslenme, düzenli uyku, egzersizi vazgeçilmez hale getirmek gerekiyor. Enfeksiyonlar bağışıklık düştüğünde daha ağır seyrediyor. Ancak bağışıklığı her zaman bu yollarla yükseltmek mümkün değil. Bazı genetik ya da kronik hastalıklarda bağışıklık düşük seyrediyor. Bu da enfeksiyonlara davetiye çıkması, bazen de sespis gelişmesi anlamına geliyor.”
Kimler risk altında?
Hastanede yatanların ölüm nedenleri arasında ilk sırada olan sepsisin hastaneye tekrar yatışlarda da listenin başında olduğunu belirten Prof. Dr. Cinel, riskli gruplar hakkında şu bilgileri veriyor; “1 yaş altı bebek, 75 yaş üzeri, kronik hasta, hamile, kanser gibi bağışıklık sistemi zayıf hasta, organ nakli olan, uzun süre yoğun bakım ya da hastanede yatan kişiler daha fazla risk altında. Bu gruplarda enfeksiyon gelişmesi açısından belirli zamanlarda risklerin değerlendirilmesi, bağışıklamanın gözden geçirilmesi ve tamamlanması sepsisi önlemede çok önemli. Yaşlı nüfusun artması, bu grubun bağışıklığının düşük olması sepsis riskini artırıyor. Sepsis gelişenlerin 3’te 2’sinin yaşlı olduğu tahmin ediliyor. Sepsis tanısı sonrası 28 günde hayatını kaybeden 75 yaş üstü hastalarda, klinik ve laboratuvar değişikliklerin orta yaşlılara göre hafif veya yüzeysel olduğu görülüyor. Yaşlılarda sepsis tanısı daha zor konuyor.”
Acıbadem Ataşehir Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. İsmail Cinel 8 belirtiyi şöyle sıralıyor; “Titreme, ateş veya vücut ısısında düşüklük, şiddetli halsizlik/kas ağrıları, ölecek gibi hissetme, bilinç değişikliği/sersemlik, sık nefes alıp verme/nefes darlığı, öksürük, kalp çarpıntısı/nemli ve soğuk cilt, gün boyu idrar yapamama. Bir ya da bir kaçı görüldüğünde en yakın sağlık kuruluşuna gidilmeli.”
Erken tanı hayat kurtarıyor
Sepsiste de erken tanı çok önemli. Toplumda sepsis farkındalığının artırılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. İsmail Cinel, “Toplumsal farkındalık, sepsisin görülme sıklığını düşürür. Kişisel temizlik bilinci yükseltilmeli. Yiyecek ve içeceklerin hijyenine dikkat edilmeli. Enfeksiyonlara karşı aşı olmak hastalık risklerini bertaraf eder. Bağışıklığı düşük kişilerin belirtileri ciddiye alıp hastaneye başvurması erken tanı olanağını artırarak, tedavi başarısının yükselmesini sağlar. Kurum ve kuruluşlara da rol düşüyor. Temiz su kaynaklarının sağlanması, kamusal temizliğe dikkat edilmesi gibi yönetimlerin görevlerinin yanı sıra hastanelerde doğum yapılan ortamların hijyeni, yoğun bakımlar ve ameliyathaneler başta olmak üzere enfeksiyon önleyici uygulamalara sıkı şekilde uyulması, doğru tedavilerle hastanede yatış sürelerinin kısaltılması, sağlık çalışanlarının, değişim hızının az olması, havalandırma sistemlerinin son teknoloji ile donatılması gibi faktörler sepsis gelişme oranını düşürecek önlemler” diyor.