Her Üç Kadından Birinde Görülüyor
Kemiklerde bulunan mineral yoğunluğunun azalması sonucunda kemiklerin zayıflaması ve kırılgan hale gelmesi olarak tanımlanan osteoporoz (kemik erimesi), 50 yaşından sonra her 3 kadında bir görülüyor. Ancak beslenme, egzersiz ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları ile osteoporozun olumsuz etkilerinden korunmak mümkün.
Biruni Üniversite Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Tuluhan Yunus Emre, osteoporoz ve osteoporoza karşı alınması gereken önlemlerle ilgili şunları söyledi:
“Yaşam boyunca kemikte yapılanma meydana gelir. Yaklaşık 30 yaşına kadar kemiğin yeniden yapılmasına süreci devam eder. Otuz yaşında kemik yapısının ve kütlesinin en güçlü olduğu noktaya ulaşılır. Kırk yaş civarında, kemik kütlesi yavaş yavaş azalmaya başlar. Menopozdan sonra östrojen (kadınlık hormonu) seviyesindeki azalma nedeniyle kadınlar hızla kemik kaybederler ve kemik erimesi başlar. Sonraki 5-10 yıl, kemik yıkımı yapımından daha hızlı olduğundan kadınlar kemik kütlesinin üçte birine yakınını kaybederler. Daha az kütlesi olan yani daha zayıf kemikler küçük bir düşmede bile kırılabilir. Osteoporozun ilk belirtisi düşme sonucu kırılmış bir kemik olabilir. Kırılmalar en çok kalçalarda, el bileklerinde ya da bel omurlarında meydana gelmektedir. Ayrıca özellikle menopoz sonrası vücudun kemik kütlesinde yani tüm vücut kemik miktarında ciddi azalmalar olması nedeniyle osteoporozlu insanların vücutları küçülür, boyları kısalır. Ayrıca omurga kırıkları sıklıkla boy kısalması ve omuzlarda yuvarlaklaşma ile sonuçlanır. Kadınların osteoporoz olma riskleri erkeklere göre daha fazladır çünkü kadınların kemikleri erkeklerinkinden yüzde 20 ila 30 daha azdır. Her iki cinsiyette yaş arttıkça kemik kaybı artar ve kalça kırığı riski artış gösterir.”
Osteoporoz ile ilgili risk faktörlerine de dikkat çeken Emre, “Gençken sahip olunan kemik miktarı (kemik kütlesi) ne kadar fazla ise yaşlılıkta osteoporoz hastası olma ihtimali o kadar azdır. Osteoporoz hastalığı risk faktörleri şunlardır: Süt ürünleri gibi kalsiyum zengini gıdalardan az beslenmek. Erken menopoza girmek (45 yaşından önce) İnce ya da küçük vücut yapısı. El bileği, omurga ya da kalça kırığı hikayesi olması. Düşük testosteron seviyeleri. Sigara içmek. Fazla alkollü içecek tüketmek (günde 2 kadehten fazla). Egzersiz yapmamak. Ailede osteoporoz bulunması. İltihaplı eklem hastalığı” diye konuştu.
Osteoporoza Karşı Alınacak Önlemler ile ilgili bilgi veren Emre,
“Kemik erimesinin önüne geçmenin yolları güçlü kemik yapımı ve hayat boyu kemik kaybının önlenmesidir. Kemikler ne kadar güçlüyse kemik erimesi meydana gelme olasılığı o kadar azdır. Kalsiyum Alımını Artırın. Kalsiyum alımı sadece kemik yoğunluğunu değil, vücudun diğer işlevlerini de etkiler. Kasları kasılması, kalbin çarpması ve kanın normal olarak pıhtılaşması için vücudunuz kanınızda belirli bir seviyede kalsiyum muhafaza etmelidir. Bu fonksiyonları devam ettirmek için kalsiyum alımı yetersiz olduğunda vücut kan seviyelerini normal tutmak için vücut, kemiklerden kalsiyumu çekerek kana verir. Kalsiyum ihtiyacı cinsiyete, yaşa ve osteoporoz riskine bağlıdır. Düzenli egzersiz ile kemikleriniz güçlendirin. Sigaradan uzak durun. Düşmelere karşı önlem alın" dedi.