Kaliteli uyku ve beslenme kronik hastalıkları etkiliyor

ABONE OL

Uzun süren, tamamen tedavi edilemeyen ve bu nedenle sıklıkla tekrarlanan tedaviler gerektiren hastalıklar olarak tanımlanan kronik hastalıklar, bireyin günlük aktivitelerini, psikolojik durumunu, sosyal davranışlarını, uyku kalitesini ve dolayısıyla yaşam kalitesini etkiliyor. Kalp yetmezliği, diyabet, kronik böbrek yetmezliği ve obezite bazı kronik hastalıklar arasında yer alıyor. Yataş Uyku Kurulu Üyesi Doktor Diyetisyen Çağatay Demir, kronik hastalıkların uyku ve beslenmeyle ilişkisi hakkında konuştu.

Yapılan çalışmalarda kalp yetmezliği olan hastaların sıklıkla uyku güçlüğü yaşadığı ve uyku kalitelerinin genel popülasyona göre düşük olduğunun altını çizen Dr. Dyt. Demir, kalp yetmezliğinde uyku kalitesinin nefes darlığı, öksürük, ilaçlar ve psikososyal nedenlerle bozulabildiğine dikkat çekti. Nefes darlığının hastaların uykuya dalma ve uykuyu sürdürebilmelerini olumsuz yönde etkilediğini, düz yatmayı zorlaştırdığını ve hastalarda panik hissi yarattığını aktaran Dr. Dyt. Demir, fazla kilolu olmanın kardiyovasküler hastalıklarda ölümü arttırdığını ancak yaşla birlikte bu artışın azaldığının belirlendiğini dile getirdi. Akdeniz tipi beslenmenin ve DASH diyeti kardiyovasküler hastalıkların ve metabolik sendromda etkinliğinin gösterilmiş diyetler olduğuna açıklık getiren Dr. Dyt. Demir, “Akdeniz tipi diyette özellikle doymamış yağ asidi, balık, sebze, tüketimi ve DASH diyetinde ise daha az yağ, karbonhidrat ve tuz tüketimi tavsiye eden bir beslenme şekli önerilmektedir. Akdeniz tipi diyet ile santral obezite ve hiperglisemi tedavisinde katkı sağlanırken, DASH ile kardiyovasküler olaylarda ve inme riskinde azalma saptanmıştır” dedi.

Dr. Dyt. Demir, diyabetin özellikle uyku bozukluğu sonucu görülen en önemli hastalıklardan biri olduğu bilgisini vererek, şu şekilde devam etti:

“American Academy of Sleep Medicine” merkezinin bildirimine göre uyku yoksunluğu ve uyku bozukluğuyla diyabetin gelişimi veya kötüleşmesi arasında bir bağ bulunduğunu anlatıyor. Obstrüktüf uyku apnesinin glikoz metabolizmasını bozarak diyabet gelişimine katkıda bulunduğunun da yapılan çalışmalarla ortaya konduğunu hatırlatan Dr. Dyt. Demir, sözlerine şöyle devam ediyor: “Diyabette kontrollü karbonhidrat kısıtlamak birinci sırada öneme sahiptir. Ardından diyeti kişiselleştirmek gerekir. Yapılan çalışmaların çoğu Akdeniz tipi beslenmenin uzun dönemde kan şeker düzeyleri ve kolesterol düzeylerinin dengelenmesi açısından en başarılı beslenme şekli olduğunu göstermiştir. Diyabetli kişiler diyet yaparken kilo kaybı için aç kalma fikrinden kurtulmalı, öğün ve ara öğünlerin zamanlamalarına dikkat etmeli, özellikle paketli gıdaların etiket içeriklerini okumalı, yüksek ısılı pişirme teknikleri yerine hafif pişirme teknikleri kullanmalıdır.”
 
Açıklamaları esnasında kronik böbrek yetmezliği hakkında da konuşan Dr. Dyt. Demir, diyaliz hastalarında yaşam kalitesini olumsuz etkileyen en önemli problemlerden birinin uyku sorunları olduğunu vurguladı. Uyku sorunlarının diyaliz tedavisi alan hastalar tarafından sık bildirilen bir durum olup hastaların %50-80’inde görüldüğünü dile getiren Dr. Dyt. Demir, “Hemodiyaliz hastalarıyla yapılan çalışmalarda hastaların, derin uyku sürelerinin kısaldığı, toplam uyku sürelerinin azaldığı, çeşitli uyku sorunlarının görüldüğü ve uyku kalitelerinin kötü olduğu belirtilmektedir” dedi. Diyaliz hastalarının uykularının asit-baz ve elektrolit dengesizlikleri, melatonin metabolizması bozuklukları, demir eksikliği, üremik toksinler, renal anemi ve nöropati, diyabet, kronik ağrı gibi patofizyolojik faktörler; depresyon, kaygı, endişe, cinsel sorunlar, psikososyal sorunlar, hemodiyaliz cihazına bağımlı olmak gibi psikolojik faktörler ve hemodiyaliz seansları sırasında uyuklama, sabahın erken saatlerinde veya geç saatte hemodiyaliz tedavisi alma, hemodiyaliz merkezine gidiş-dönüşte yolda geçen süre, sedanter yaşam, alkol ve kafein tüketimi gibi birçok faktörden etkilendiğini bildiren Dr. Dyt. Demir, kronik böbrek yetersizliği hastalarına uygun vücut ağırlığının sağlayıp korunmasını, yeterli miktarda enerji ve protein alımını, diyetteki sodyum, potasyum, fosfor, sıvı ve vitamin miktarlarına dikkat edilmesini belirtti.
 
Obezitenin vücutta yağ kütlesinin çok fazla olduğu anlamına geldiğini aktaran Dr. Dyt. Demir, obezitenin kronik hastalık olarak sınıflandırılmasının nedeninin birçok kronik rahatsızlığa sebep olması ve diğer kronik hastalıklar gibi birçok sağlık sorunuyla beraber hayat kalitesini düşürmesi olduğuna dikkat çekti. Dr. Dyt. Demir, açıklamalarını şu şekilde sonlandırdı:

 “Uyku süresi ve kalitesinin hafızayı, öğrenmeyi, performansı, metabolik ve endokrin sistemi etkilediği; uyku süresinde azalmanın nörohormonal dengeyi bozarak kilo alımında artışa, obeziteye neden olduğu tespit edilmiştir. Literatürde özellikle uyku bozukluğu sonucu görülen en önemli hastalık obezitedir. Obezitenin neden olduğu hastalıklardan biri uyku apnesidir. Obeziteden korunmak ve kurtulmak için sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve günlük egzersiz oldukça önemlidir. Mutlaka uzman hekim ve diyetisyenle birlikte ilerlenmelidir.”

 

diyetisyen çağatay demir kalp yetmezliği diyabet kronik böbrek yetmezliği obezite uyku kalitesi beslenme uyku kronik hastalık