Orman ekosistemlerinin ağıdı: YANA YAKILA TÜKENİYORUZ…
Bingöl’de günlerdir süren ve her nedense bir türlü söndürülemeyen orman yangınının neden çıktığı ve neden hala söndürülemediğine yetkililer bir açıklama getiremiyor. Öyle olunca da yangının kasıtlı olarak söndürülmediği yöre insanlarınca dillendiriliyor. Yetkililer, bir an önce bu yangının nedenini açıklamalıdır.
Bingöl’deki yangın bir türlü söndürülemezken, her geçen gün, yeni orman yangını haberleri geliyor. Marmaris, Datça, Antalya- Kaş ve Olimpos, Elazığ- Arıcak son gelen yangın haberleri. Yetkililer ise her zaman olduğu gibi yangınları söndürmek için nasıl canla başla çalıştıklarını anlatıyorlar. Oysa, gerekli ve yeterli önlemler alınacak olursa, yangın sayılarında büyük azalma olacağı, orman mühendisi uzmanlarınca belirtilmektedir. Bu nedenle, yetkililere sesleniyoruz: Ormanlar Yanmadan, Uzmanların Belirttiği Önlemleri Alın!
Her yıl yetkililere yaptığımız bu uyarılar, hiç dikkate alınmıyor. Bu kez, belki duyar ve önlem alırsınız diye yanan- yakılan ormanların feryadıyla yetkililere sesleniyoruz:
Ülkemiz gerçeklikleri temel alınarak hazırlanmış çok boyutlu orman yangını önleme ve söndürme planları hazırlanmıyor. Böyleyken, günümüzde bile orman yangınlarını kamuoyuna “milli felaket”, “doğal tahribat” vb olarak açıklayıp sorumluluktan kaçıyorsunuz. Oysa bilim insanları, araştırmacılar, duyarlı kişi ve kuruluşlar yıllardır aşağıdaki gerçekleri dillendiriyor:
Yanma koşulları oluştuğunda ya da oluşturulduğunda bizler yanar ya da yakılabiliriz. Eğer bizi gerektiğince anlayabilseydiniz bu koşulları gücünüz yettiğince de olsa değiştirirdiniz. Ama anlamadığınız için söz konusu koşulları değiştirebilecek çok boyutlu önlemler almıyorsunuz. Sözgelimi, daha çok yangın söndürme donanımınızı güçlendirmekle yetiniyor; araç gereç varlığınızla övünüyorsunuz. Yanma ya da yakılabilme olasılıkları indirebilecek önlemleri ise gerektiğince almıyorsunuz.
Bizleri anlayabilecek personeli yeterince yetiştirmiyor; rastlantısal olarak yetişebilenleri ise uygun yerlerde görevlendirmiyor, yine rastlantısal olarak yangın önleme ve söndürme alanında uzmanlaşmış personelinin görev yerini ve konusunu rastgele değiştirebiliyorsunuz. Böylece bizlerin daha kolay yanmamıza ya da yakılabilmemize uygun ekolojik, toplumsal ve kültürel koşulları, yerel olarak hiç tanımayan teknik personelle birlikte yazgımızla karşı karşıya bırakıyorsunuz. En son yine Marmaris’teki yangında, işçi Görkem Hasdemir gibi onlar da bizimle birlikte yanıyor; hem onlara hem bize yazık olmuyor mu? Ama siz yanan emekçinin şehitliğinin arkasına sığınarak kaç yangın söndürme gereci kullandığınız üzerine açıklamalarla yetiniyorsunuz; bizleri utandırıyorsunuz !
Uyguladığının özelleştirmeci, ekonomik büyümeci, özel olarak da endüstriyel ormancılık politikaları ve uygulamalarınızla orman ekosistemlerini, içinde ve bitişiğinde yaşayan yurttaşlarımızı bizlere yabancılaştırdınız; onları bize de kendinize de küstürdünüz. Bu nedenle yanmamızı ve yakılmamızı önleme çabalarınıza onların katkılarını alamaz oldunuz.
Bizleri oluşturan varlıklardan ağaçları ormancılıktan hiç anlamayan özel kişi ve kuruluşlara henüz dikili durumdayken satıyorsunuz. Her fırsatta yüzseksen yıllık bir kuruluş olduğunuzu övünçle öne sürüyor ama sizin bile gerektiğince yapamadığı yangın önleme ve söndürme çalışmalarını onlara bırakıyorsunuz.
Yurttaşlarınıza bizlerin yanması yakılmasıyla ilgili olarak da doğru bilgi vermiyorsunuz; yanmamız ya da yakılma “nedenlerimizle” ilgili bilgiler onlarca yıldır;
Kasıt : % 11,0
Kaza-İhmal : % 48,4
Doğal : % 11,3
Nedeni Bilinmeyen: % 30,3 olarak açıklanıyor. Bunlar neden değil sonuçtur. Ama Orman Genel Müdürlüğü bu gerçeğin bile ayırdında değildir. Ormancılık Araştırma Enstitülerinde yüzlerce araştırmacı personel işlendirilmesine karşın bu sonuçlara yol açan nedenler henüz belirlenmemiştir.
Orman Genel Müdürlüğü’nün 12 ormancılık araştırma enstitüsü vardır ama orman yangınlarıyla savaşım konusunda araştırma ve eğitim çalışmaları yapabilecek bir tek araştırma enstitüsü yoktur. İzmir’de açılmış son derece donanımlı Orman Yangın İşçileri Eğitim Merkezi’ni de kapatıp tesislerini İzmir’de gereksiz yere açılan bir orman fakültesine devrettiniz. İyi mi yaptınız?
Bu nedenlerle Orman Genel Müdürlüğü bizlerin, yanı sıra, yangın söndürme emekçilerin yanmasını ya da yakılmasını önleyebilmesi ya da yangınları en az kayıpla söndürmesi, tümüyle doğal koşullara veya rastlantılara kalmıştır. Ama;
“- Artık “yetti”; kalanımızı gerektiğince koruyun bari !”
diyeceğiz ama bunu kime söyleyeceğiz; anlamıyorsunuz, daha doğrusu anlayamıyorsunuz ki?
Yanan- yakılan ormanların bu feryadına eklenecek söz bulamıyoruz.
Yetkilileri, yanan- yakılan ormanlarımızın feryadına kulak vermeye çağırıyor ve uyarıyoruz: Orman Mühendislerinin uyarılarını dikkate alarak, Ormanlar Yanmadan Önlemleri alın. Ormanlarımızın, doğa talancılarına peşkeş çekilmesine son verin.
EGEÇEP YÜRÜTME KURULU
İletişim: egecepsozcu@gmail.com