RSV'ye dikkat! Akciğer enfeksiyonuna neden olabiliyor!
Tüm dünyada salgına neden olan ve en fazla solunum yolu hastalıklarından biri olan RSV enfeksiyonu (Respiratuar sinsityal virüsü), tıpkı grip gibi belirtiler gösteriyor. Çocuklar, yaşlılar ve bağışıklığı baskılanan kişilerde akciğer enfeksiyonuna neden olarak daha ciddi sonuçlar doğurabilen RSV, bulaşıcı hastalıklar arasında yer alıyor. Memorial Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Burak Emekli, RSV enfeksiyonu hakkında konuştu.
Uzm. Dr. Burak Emekli açıklamalarına başlarken, kış mevsiminin gelmesi ve havaların soğuması ile birlikte tüm dünyada salgınlara neden olan Respiratuar sinsityal virüsün (RSV), akciğer dahil olmak üzere tüm solunum yollarını etkileyen bir virüs olduğunu söyleyerek, özellikle bir yaşın altındaki çocuklarda alt solunum yolları enfeksiyonunun bir numaralı nedeni olan RSV’nin tekrarlama riskinin yüksek olduğunu vurguladı. Doğrudan temasın en yaygın bulaşma yolu olduğunu; hapşırma ya da öksürme nedeniyle havada asılı kalan damlacıklarla da bulaşmanın söz konusu olduğunu belirten Burak Emekli, belirtilerinin yaşa ve hastanın bağışıklık durumuna göre değişkenlik gösteren RSV enfeksiyonunun, grip ile benzer belirtilere sahip olduğunu aktardı. “Burun akıntısı, öksürme, hapşırma, ateş, iştahsızlık ve hırıltı gibi bulgulara sahip olan RSV enfeksiyonunda semptomlar genellikle aşamalar halinde görülür. Çok küçük olan bebeklerde bazen tek semptom bile görülebilirken, büyük çocuklar ve yetişkinlerde grip semptomları görülür” diyen Uzm. Dr. Emekli, ancak özellikle yaşlılarda ve bağışıklığı baskılanmış kişilerde akciğer enfeksiyonuna neden olabileceğinin unutulmaması gerektiğine dikkat çekti.
RSV enfeksiyonunun tanısı konulurken öncelikle uzman hekim tarafından fiziki muayene gerçekleştirildiğini ve bulgular değerlendirilirken mutlaka RSV’den şüphe etmek gerektiğini belirten Uzm. Dr. Emekli, “Ancak tanının kesinleştirilmesi için uygun görülen hastaların boğazından örnek alınarak hızlı antijen saptama testi veya PCR yöntemi uygulanabilir. Tanı konulduktan sonra hastalığa ait özel bir tedavi bulunmamakta, uygulanan tedaviler genellikle semptomlara yönelik olmaktadır” dedi.
Açıklamaları esnasında RSV enfeksiyonunun tekrarlayabileceği bilgisini veren Uzm. Dr. Burak Emekli, “Hastalık süreci hastaya göre değişmekle birlikte çoğu RSV enfeksiyonu bir veya iki hafta içinde kendiliğinden geçmektedir. Neredeyse iki yaşına kadar tüm çocuklar RSV ile enfekte olmuş olsa da, geçirilen enfeksiyona karşı oluşan bağışıklık kişinin yeniden enfeksiyon geçirmesine karşı yeterince koruma sağlamamaktadır. Bu sebeple tekrarlayan enfeksiyonlar daha hafif semptomlarla görülebilmektedir” diye konuştu. Konuşmasının devamında, RSV enfeksiyonundan korunma yolları arasında RSV’nin yüzeyinde bulunan bir yapıya karşı geliştirilen antikor uygulaması olan RSV aşısının bulunduğunu dile getiren Uzm. Dr. Emekli, “Gebelik haftası 29 haftadan küçük ve takvim yaşı 1 yaşından küçük bebekler, gebelik haftası 32 haftanın altında ve takvim yaşı 3 aydan küçük bebekler, kronik akciğer ve kalp hastalığı olan bazı bebekler sağlık bakanlığı tarafından ücretsiz aşılanmaktadır. Aşılama ekim-mart ayı arasında RSV sezonu boyunca 1 ay aralarla bir hasta için en fazla 5 doz olacak şekilde uygulanmaktadır” açıklanmasında bulundu.
Son olarak RSV’nin bağışıklığı düşürerek Covid-19’a yakalanma riskini artırdığını söyleyen Uzm. Dr. Burak Emekli, şu şekilde cümlelerini tamamladı:
“Aynı semptomlara sahip olan RSV ile Covid-19 enfeksiyonunu sadece semptomlara bakarak ayırt etmek zordur. Tat ve koku kaybı Covid-19 ile hışıltı ise RSV ile ilişkilendirildiği için bu bulgular ayırıcı tanı unsurları olarak kullanılabilir. Bununla birlikte RSV enfeksiyonu geçirmek, çocuklar ve yetişkinlerde bağışıklığı azaltıp, Covid -19'a yakalanma riskini artırabilir. Ayrıca bu enfeksiyonlar birliktelik göstererek Covid-19 enfeksiyonunun şiddetinin artmasına yol açabilir. Bu nedenle tanı konulmasının kesin yolu bu etkenlere yönelik test yaptırmaktır.”