Aşılarınızı ihmal etmeyin!
Aşılar yalnızca çocuklar için değil yetişkinlerin sağlığı ve bağışıklığı için de büyük önem taşıyor. Her yıl düzenli olarak gereken aşıların yaptırılması bireyi mikroplara ve virüslere karşı koruyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Sinem İliaz, erişkinler için aşılama yöntemleri hakkında konuştu.
12 Ekim 2022 - 12:09
Doç. Dr. Sinem İliaz, aşının çocuklara özgü bir uygulama olmadığını, erişkin dönemde de izlenmesi gereken aşı programlarının bulunduğunu bildirdi. Bu aşı programlarına zatürre aşısı, grip aşısı ve yeni tanıştığımız Covid-19 aşısını örnek veren Doç. Dr. İliaz, virüs değiştikçe aşılarla değişikliğe gidildiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Virüs değiştikçe aynı etkinlikte kullanabilmek için tıpkı yıllık grip aşısında olduğu gibi diğer aşılarda da değişikliğe gidilmesi gerekmektedir. Bu nedenle sonbahar sonu ya da kış gibi koronavirüs aşılarında bir güncelleme yapılabilir. Ancak okulların açılması ile birlikte bu dönemde vaka sayılarında hızlı bir artış da beklenebilir. Bu nedenle aşılama programından sapmamak ve en azından ilk hatırlatma dozunu 6 ay geçmişse yaptırmak gerekmektedir. İkinci hatırlatma dozu ise şimdilik bağışıklık sistemini etkileyen hastalığı olan ve 65 yaş üstü bireylere önerilmektedir.”
Her yıl yenilenen grip aşısının Ekim-Kasım aylarında yaptırılması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. İliaz, grip salgınının her yıl Ocak-Mart ayları arasında en yoğun seviyede olduğundan bu aşıların bu dönemden önce yaptırmanın önemli olduğunu ancak geç kalanlar için Haziran ayına kadar dahi yaptırılabileceğini söyledi. Grip aşısı olması gerekenlerin arasında kronik hastalığı olanların yanı sıra, sağlık çalışanları, kalabalık ortamlarda çalışan kişiler, okula giden çocuklar ve özellikle gebelerin sayılabileceğini belirten İliaz, gebelerde gribin çok ağır seyredebileceğini ve hayat kaybına neden olabileceğini, ayrıca anne adaylarının ağır şekilde hastalandığında bebek için güvenli ilaç alternatifi de sınırlı olduğundan, bu dönemde aşılanmanın ihmal edilmemesi gerektiğinin altını önemle çizdi. Doç. Dr. İliaz, açıklamasının devamında zatürre aşısı hakkında da şu ifadelere yer verdi:
“Zatürre (pnömoni) aşısı bakteriyel bir zatürre (pnömoni) nedeni olan ‘Streptococcus pneumonia’ isimli bakteriye karşı yapılan bir aşıdır. Bu aşı zatürrenin (pnömoni) en sık nedeni olan mikroba karşı bir aşılamadır. Ancak bizi diğer nadir nedenlerden ve virüs kaynaklı zatürreden (pnömoni) koruyamaz. 65 yaş üstünde olanlara veya bilinen ciddi bir ek hastalığı olanlara (kalp, böbrek hastalığı, kronik akciğer hastalığı, vb.) yapılması önerilmektedir. Bu aşılardan biri 13 valanlı (ömürde bir kez yapılan aşı), bir diğeri de 23 valanlı ve 5 yıl arayla 2 kez yapılması yeterli olan bir aşıdır. Bu aşıların her ikisinin de yapılması önerilmektedir. Zatürre (pnömoni) aşısı olmamış bir kişiye 13 valanlı ömürde bir yapılan aşı ile başlanması ve bundan en az 4-6 ay sonra da 23 valanlı aşıyı olması önerilir. Özellikle KOAH, astım, bronşiektazi hastalarına bu aşıları rutin olarak önerilmektedir.”
En savunmasız alanımız evimiz
Çocukların aşılanmasının öneminin ise; özellikle okula giden ve hastalanan çocuklar arasında viral hastalıkların hızla yayılması ve bu enfeksiyonun küçükler tarafından evlerindeki ek hastalıkları olan büyüklerine taşıyor olmalarından kaynaklandığını ifade eden Doç. Dr. İliaz, Covid-19 pandemisi sırasında da bunun örneklerini sıkça yaşandığını söyleyerek, “Okulların kapalı olduğu ve maske kullanımının yaygın olduğu dönemlerde çocuk hastalıkları polikliniklerine pandemi öncesi döneme göre bile yıllık rutinin çok altında sayıda çocuk hasta başvurusu olduğu bilinmektedir. Okulların açılması ile birlikte çocuklar arasında yayılan virüs evlere de dağılmıştır. Ev bizim güvenli alanımızdır ve orada enfeksiyondan korunmak kolay değildir, aslında en savunmasız olduğumuz yer evimizdir. Bu nedenle aşılama ile enfeksiyon geçiren kişilerin virüs yükünü ve bulaştırıcılığını azaltma, hastalanan kişilerin de hastane yatışı veya ölümle sonuçlanacak hastalık geçirme olasılıklarını azaltmaya çalışılması çok önemlidir” diye konuştu.
“Virüs değiştikçe aynı etkinlikte kullanabilmek için tıpkı yıllık grip aşısında olduğu gibi diğer aşılarda da değişikliğe gidilmesi gerekmektedir. Bu nedenle sonbahar sonu ya da kış gibi koronavirüs aşılarında bir güncelleme yapılabilir. Ancak okulların açılması ile birlikte bu dönemde vaka sayılarında hızlı bir artış da beklenebilir. Bu nedenle aşılama programından sapmamak ve en azından ilk hatırlatma dozunu 6 ay geçmişse yaptırmak gerekmektedir. İkinci hatırlatma dozu ise şimdilik bağışıklık sistemini etkileyen hastalığı olan ve 65 yaş üstü bireylere önerilmektedir.”
Her yıl yenilenen grip aşısının Ekim-Kasım aylarında yaptırılması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. İliaz, grip salgınının her yıl Ocak-Mart ayları arasında en yoğun seviyede olduğundan bu aşıların bu dönemden önce yaptırmanın önemli olduğunu ancak geç kalanlar için Haziran ayına kadar dahi yaptırılabileceğini söyledi. Grip aşısı olması gerekenlerin arasında kronik hastalığı olanların yanı sıra, sağlık çalışanları, kalabalık ortamlarda çalışan kişiler, okula giden çocuklar ve özellikle gebelerin sayılabileceğini belirten İliaz, gebelerde gribin çok ağır seyredebileceğini ve hayat kaybına neden olabileceğini, ayrıca anne adaylarının ağır şekilde hastalandığında bebek için güvenli ilaç alternatifi de sınırlı olduğundan, bu dönemde aşılanmanın ihmal edilmemesi gerektiğinin altını önemle çizdi. Doç. Dr. İliaz, açıklamasının devamında zatürre aşısı hakkında da şu ifadelere yer verdi:
“Zatürre (pnömoni) aşısı bakteriyel bir zatürre (pnömoni) nedeni olan ‘Streptococcus pneumonia’ isimli bakteriye karşı yapılan bir aşıdır. Bu aşı zatürrenin (pnömoni) en sık nedeni olan mikroba karşı bir aşılamadır. Ancak bizi diğer nadir nedenlerden ve virüs kaynaklı zatürreden (pnömoni) koruyamaz. 65 yaş üstünde olanlara veya bilinen ciddi bir ek hastalığı olanlara (kalp, böbrek hastalığı, kronik akciğer hastalığı, vb.) yapılması önerilmektedir. Bu aşılardan biri 13 valanlı (ömürde bir kez yapılan aşı), bir diğeri de 23 valanlı ve 5 yıl arayla 2 kez yapılması yeterli olan bir aşıdır. Bu aşıların her ikisinin de yapılması önerilmektedir. Zatürre (pnömoni) aşısı olmamış bir kişiye 13 valanlı ömürde bir yapılan aşı ile başlanması ve bundan en az 4-6 ay sonra da 23 valanlı aşıyı olması önerilir. Özellikle KOAH, astım, bronşiektazi hastalarına bu aşıları rutin olarak önerilmektedir.”
En savunmasız alanımız evimiz
Çocukların aşılanmasının öneminin ise; özellikle okula giden ve hastalanan çocuklar arasında viral hastalıkların hızla yayılması ve bu enfeksiyonun küçükler tarafından evlerindeki ek hastalıkları olan büyüklerine taşıyor olmalarından kaynaklandığını ifade eden Doç. Dr. İliaz, Covid-19 pandemisi sırasında da bunun örneklerini sıkça yaşandığını söyleyerek, “Okulların kapalı olduğu ve maske kullanımının yaygın olduğu dönemlerde çocuk hastalıkları polikliniklerine pandemi öncesi döneme göre bile yıllık rutinin çok altında sayıda çocuk hasta başvurusu olduğu bilinmektedir. Okulların açılması ile birlikte çocuklar arasında yayılan virüs evlere de dağılmıştır. Ev bizim güvenli alanımızdır ve orada enfeksiyondan korunmak kolay değildir, aslında en savunmasız olduğumuz yer evimizdir. Bu nedenle aşılama ile enfeksiyon geçiren kişilerin virüs yükünü ve bulaştırıcılığını azaltma, hastalanan kişilerin de hastane yatışı veya ölümle sonuçlanacak hastalık geçirme olasılıklarını azaltmaya çalışılması çok önemlidir” diye konuştu.
YORUMLAR