DEÜ'den Balçova'daki yapıya ilişkin açıklama

Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) yurt ihtiyacını karşılamak ve öğrencilere daha yüksek standartlarda konaklama hizmet sunmak amacıyla 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’na(KİK) uygun şekilde satışı gerçekleştirilen kurumun Balçova’daki taşınmazına ilişkin DEÜ Rektörlüğünden yeni bir açıklama geldi. DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, 16 milyon TL’ye ihaleyle elde edilen gelirin sadece yurt inşasında kullanılacağını söyledi.

 DEÜ'den Balçova'daki yapıya ilişkin açıklama
05 Aralık 2022 - 11:46
Dokuz Eylül Üniversitesi’nin(DEÜ) Balçova’daki taşınmazının 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’na uygun şekilde yaklaşık edildiği bilgisini veren bu durumun söz konusu taşınmazı kuruma bağışlayan bağışçının isteğine ve yasaya uygun olduğunu belirterek Rektör Hotar, “Buna karşın birileri için mesele ihale sürecinin açık, şeffaf ve yasaya uygun olarak yapılması değil; buradan siyasi rant devşirmektir. Kaybedilen itibarı bu şekilde siyaset geri getirmez. Üniversitemizin yıpratılmasına ve değerli bağışçılarımızın isimlerinin olumsuz haberlere konu yapılmasına izin vermeyiz” dedi.

Söz konusu ihalenin ilgili mevzuata uygun şekilde yapıldığını ve taşınmazın yaklaşık 16 milyon TL ile ihale edildiğini kaydeden Rektör Hotar, elde edilen gelirin sadece yurt inşasında kullanılabileceğini söyledi. Teknik prosedürün tamamlanmasının ardından Seferihisar’da yurt yapımına ilişkin planlamanın başlayacağını kaydeden Rektör Hotar, “Birkaç gün önce, 7 bin öğrencimizin barınmasına imkan verecek modern yurtları inşa edeceğimizi söylemiştik. Konuyla ilgili detaylı bir açıklama da yaptık. Ancak geldiğimiz noktada bazı hususlara açıklık getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü birileri için meselenin ihale sürecinin açık, şeffaf ve yasaya uygun olarak yapılması değil; buradan siyasi rant devşirilmesi olduğun görüyoruz” diye konuştu.

İzmir Milletvekili A.S.’nin taşınmazın satışına ilişkin yaptığı açıklamaları şaşkınlıkla izlediklerini kaydeden Rektör Hotar, “Bu nasıl bir kamu yönetim anlayışıdır ki; zamanında üniversitemize bağışlanan taşınmazın 3. derece sit alanında kaldığını ve buraya tek bir çivi dahi çakılamayacağını bilemez. Bu nasıl bir yaklaşımdır ki; “Dokuz Eylül Üniversitesi'nin arazi satışında kötü sürpriz!” başlığı ile basın yayın kuruluşlarına içerik servis eder… Kurumumuza iletilmiş mahkeme kararı bile yokken; bu sözler nasıl bir niyeti ortaya koymaktadır? Bunları anlamak mümkün değil. Şu bir gerçek ki kaybedilen itibarı bu şekilde siyaset geri getirmez. Biz, üniversitemizin yıpratılmasına ve değerli bağışçılarımızın isimlerinin olumsuz haberlere konu edilmesine izin vermeyiz” dedi.

Son derece yakışıksız ifadelerde bulunan A.S. isimli vekilin sorumluluklarını unuttuğunu kaydeden Rektör Hotar, “Bu vekil, üniversitemizi o kadar çok hedef almış ki; bazıları aynı günde olmak üzere 06.08.2019 ile 23.05.2022 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitemiz ile ilgili TBMM’ye tam 21 yazılı soru önergesi vermiş. Evet 33 ayda 21 soru önergesi. Bize göre bu rakam, söz konusu kişinin ciddiyetten uzaklaştığının ve siyaseten çaresiz duruma düştüğünün en somut göstergesidir. Bu vekil, insanların can derdiğine düştüğü küresel pandemide bile sadece gündemde kalabilmek için defalarca basın açıklaması yapmış ya da yönetimimizi hedef almıştır. Bütün bunları mantıkla açıklamak da mümkün değildir” ifadesinde bulundu.

"Burası oyun parkı değil"
Taşınmaz satışındaki amacın yaygın öğretim ağı bulanan DEÜ’ye modern yurtlar kazandırmak olduğunu kaydeden Rektör Hotar, “Biz, İzmir’in birçok ilçesinde fiziki olarak yer alan bir yükseköğretim kurumuyuz. Burası bir oyun parkı değil ve biz de insanları burada oyalamıyoruz. Aziz milletimiz evlatlarını bize meslek sahibi olmaları için emanet ederken; hocalarımız da hem onları yetiştirmeye hem de bilimsel çalışmalar yaparak ülkemizin geleceğine katkı koymaya çalışıyor. Dolayısıyla kamu hizmetlerinin de verildiği bu özel ortamı bozmaya çalışmanın mantıklı sebebi de bulunmuyor. Ancak birilerinin amacı kamuoyunu manipüle ederek, bağışların yapılmamasını sağlamak mıdır? Varsa bu gayretin kime faydası olacaktır? Bunu bilemiyoruz fakat gerçek şu ki, daha önce iki kere satışa koyulan ancak isteklinin çıkmadığı bu yerle ilgili çabayı iyi niyetli değerlendirmiyoruz” diye konuştu.

KAYBEDİLEN İTİBARI BU ŞEKİLDE SİYASET GERİ GETİRMEZ
DEÜ’ye tescil edilmesine rağmen; aynı bağışçının İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ile bahse konu olan taşınmazın satılıp karşılığında yüklenici tarafından yurt yapılması yönünde hukuken geçersiz bir protokol yaptığını da hatırlatan Rektör Hotar, “Üniversitemize bağışlanan kayıtlı bir taşınmazın yeniden bağış yoluyla başka bir kuruma devri hukuken mümkün değildir. Bu gerçekliğe rağmen; o dönemde buranın satılıp yurt yapılmasına yönelik geçersiz bu protokole A.S. isimli vekil itiraz etmemiştir. Bu ayrıntılar nasıl gözden kaçmıştır ve bu vekilin sesi neden çıkmamıştır? Sadece bu durum bile, A.S. isimli vekilin üniversitemize karşı hasmane tutumun göstergesidir. Bir kez daha vurgulamak gerekir ki; kaybedilen itibarı bu şekilde siyaset geri getirmez” şeklinde konuştu.

"Kamu aleyhine karşı bir çıkar birliği içindeler"
Rektörlüğün kamuoyu açıklamasına rağmen bir takım odakların İzmir halkını ve Türkiye kamuoyunu yanlış bilgilendirme eyleminde ısrar ettiklerini vurgulayan Rektör Hotar, “Bağışlanmış arazide işgalci konumunda bulunanlar ile bu odakların, başta üniversitemiz olmak üzere yurt bekleyen kız öğrencilerin ve dolayısıyla kamu yararı aleyhine bir çıkar birliği içinde oldukları ihtimalini akla getirmektedir” dedi.

"Birçok yasal hakkımızı kullanacağız"
İhale sürecini son derece eksik ve yalan yanlış bilgilerle değerlendiren A.S. isimli vekil hakkında hukuki süreci başlatacaklarını kaydeden Rektör Hotar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kişi hakkında, KİK’e muhalefetten üniversitemizin tüzel kişiliğine harekete kadar, birçok başlıkta yasal hakkımızı kullanacağız. Kişisel olarak da manevi tazminat davasını açmak da gündemimizde yer almaktadır. Biz, Araştırma üniversitesi olarak, öğrencilerimizin barınma ihtiyaçlarını çözmek için kararlıyız. Onları güvenli ve konforlu bir ortamda hayatlarını sürdürmeleri için elimizden geleni yapacağız. Bizim öğrencimiz değerlidir. TBMM’deki vekil odasında kayda alınan açıklamalarla sorunlara çözüm üretilmez; iftiralarda bulunulmaz; siyaset yapılmaz. Biz üniversitemiz ve bilimin geleceği için çalışmaya devam edeceğiz. Bu yaşananları aziz milletimizin bilgisine ve değerlendirmesine sunarız.”


 

YORUMLAR

  • 0 Yorum