DSÖ "Sessiz Pandemi" diyor! Antibiyotik kullanımına dikkat!
Viral enfeksiyon görülme sıklığı havaların soğumasıyla her geçen gün artış gösteriyor. Bunun yanı sıra toplumda viral enfeksiyonlardan kurtulmak için antibiyotik kullanımı yaygın olarak kendini gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü ise artan antibiyotik direncinin sağlık için küresel bir tehdit olarak belirtiyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Funda Timurkaynak, antibiyotik direnci hakkında önemli açıklamalar yaptı.
28 Aralık 2022 - 01:13
Toplumda influenza, SARSCoV, RSV gibi virüslere bağlı oluşan sinüzit, farenjit, bronşit, pnömoni (zatürre) gibi enfeksiyonların varlığında antibiyotik kullanılması gerektiği gibi yanlış bir algı bulunuyor. Dünya Sağlık Örgütü ise bu durumu sessiz pandemi olarak dile getiriyor. Prof. Dr. Funda Timurkaynak, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, virüs kaynaklı enfeksiyonlarda antibiyotik kullanımına “Dikkat edin!” uyarısında bulundu.
Tüm mikroorganizmaların, (bakteri virüs ya da mantar), üremelerini durduran ilaçların bu etkilerinden kaçabilmek için savunma mekanizmalarının geliştirdiğini ve ilacı etkisiz hale getirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Timurkaynak, “1940’lı yıllarda penisilinin kullanıma girmesi ile başlayan antibiyotik tedavileri, modern tıbbın ilerlemesini sağlamış ve organ nakli, cerrahi girişimler gibi çok önemli tedavilerin yapılmasını olanaklı kılmıştır. Ancak günümüzde gelinen noktada her yeni geliştirilen antibiyotiğe gelişen hızlı direnç, özellikle immün sistemi baskılanmış hastaları tehdit eder boyuta ulaşmıştır” dedi.
Soğuk algınlığı, grip gibi viral enfeksiyonların antibiyotiklerle tedavi edilemeyeceğinin altını çizen Prof. Dr. Timurkaynak, direncin bu boyutlara ulaşmasının başlıca nedenleri arasında antibiyotiklerin yoğun ve uygunsuz kullanımının geldiğini belirtti. Ülkemizde en çok reçete edilen ilaç grubunu antibiyotiklerin oluşturduğu bilgisini veren Prof. Dr. Timurkaynak, “Antibiyotiklerle tedavi edilmeyen soğuk algınlığı, grip gibi viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanımı, hayvan yemlerinde antibiyotik kullanımı, dolayısıyla çevre ve suların antibiyotiklerle kontamine olması direncin yayılmasında önemli rol oynamaktadır. Doktor tarafından önerilenden kısa ya da eksik doz şeklindeki uygunsuz kullanım da dirence katkı sağlamaktadır” diye konuştu.
Prof. Dr. Timurkaynak, açıklamaları esnasında antibiyotik kullanımına ilişkin bazı önerilerde bulundu. Bireysel olarak verilen antibiyotiklerin önerildiği gibi kullanılmasının önemli olduğunu vurgulayan Timurkaynak, antibiyotiği iyi hissedince kesmemek ve doz atlamadan almak gerektiğine dikkat çekti. Aynı zamanda antibiyotiklerin viral enfeksiyonlarda faydasız olduğunu hatırlatan Timurkaynak, doktordan antibiyotik talebinde bulunmamanın da önemine vurgu yaptı. Arta kalan antibiyotiklerin kullanılmaması ve diğer aile bireylerine önerilmemesinin de önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Timurkaynak, diğer önerilerini şu şekilde sıraladı:
Tüm mikroorganizmaların, (bakteri virüs ya da mantar), üremelerini durduran ilaçların bu etkilerinden kaçabilmek için savunma mekanizmalarının geliştirdiğini ve ilacı etkisiz hale getirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Timurkaynak, “1940’lı yıllarda penisilinin kullanıma girmesi ile başlayan antibiyotik tedavileri, modern tıbbın ilerlemesini sağlamış ve organ nakli, cerrahi girişimler gibi çok önemli tedavilerin yapılmasını olanaklı kılmıştır. Ancak günümüzde gelinen noktada her yeni geliştirilen antibiyotiğe gelişen hızlı direnç, özellikle immün sistemi baskılanmış hastaları tehdit eder boyuta ulaşmıştır” dedi.
Soğuk algınlığı, grip gibi viral enfeksiyonların antibiyotiklerle tedavi edilemeyeceğinin altını çizen Prof. Dr. Timurkaynak, direncin bu boyutlara ulaşmasının başlıca nedenleri arasında antibiyotiklerin yoğun ve uygunsuz kullanımının geldiğini belirtti. Ülkemizde en çok reçete edilen ilaç grubunu antibiyotiklerin oluşturduğu bilgisini veren Prof. Dr. Timurkaynak, “Antibiyotiklerle tedavi edilmeyen soğuk algınlığı, grip gibi viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanımı, hayvan yemlerinde antibiyotik kullanımı, dolayısıyla çevre ve suların antibiyotiklerle kontamine olması direncin yayılmasında önemli rol oynamaktadır. Doktor tarafından önerilenden kısa ya da eksik doz şeklindeki uygunsuz kullanım da dirence katkı sağlamaktadır” diye konuştu.
Prof. Dr. Timurkaynak, açıklamaları esnasında antibiyotik kullanımına ilişkin bazı önerilerde bulundu. Bireysel olarak verilen antibiyotiklerin önerildiği gibi kullanılmasının önemli olduğunu vurgulayan Timurkaynak, antibiyotiği iyi hissedince kesmemek ve doz atlamadan almak gerektiğine dikkat çekti. Aynı zamanda antibiyotiklerin viral enfeksiyonlarda faydasız olduğunu hatırlatan Timurkaynak, doktordan antibiyotik talebinde bulunmamanın da önemine vurgu yaptı. Arta kalan antibiyotiklerin kullanılmaması ve diğer aile bireylerine önerilmemesinin de önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Timurkaynak, diğer önerilerini şu şekilde sıraladı:
- Hastanelerde dirençli bakteri enfeksiyonu olan hastaların izole edilmesi, hasta ziyaretlerinin sınırlandırılması, el hijyenine uyum ve gerekli bulaş önlemlerinin alınması da önemlidir.
- Covid-19 pandemisi süresince günlük hayatımızda uyguladığımız basit hijyen prensiplerinin hastalıkların yayılmasını nasıl önleyebildiğine tanık olduk. Dolayısıyla antibiyotik direncinin yayılmasının önlenmesinde de hijyen kurallarına uyum bize çok yardımcı olacaktır.
- Multi-disipliner yaklaşımla hayvan, insan ve çevre sağlığının bir arada ele alarak hayvan yemlerinde kullanımının ve çevre bulaşının önüne geçilmesi bir diğer önemli noktadır.
10:07
YORUMLAR