"Ege Koop olarak akıl ve bilime öncelik veriyoruz"
Kahramanmaraş’ta yaşanan ve 10 ilimizde yıkım etkisi yaratan depremler sonrası, “Acaba evim dayanıklı mı?” sorusu vatandaşların endişe yaşamasına neden oldu. Birçok vatandaş evinin dayanıklılığını öğrenmek için gerekli yerlere başvururken yapılan karot testlerinin sonuçları ise hayrete düşürdü. Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, karot testlerine ilişkin önemli açıklamalar yaptı.
27 Şubat 2023 - 14:46 - Güncelleme: 27 Şubat 2023 - 14:47
İzmir genelinde binlerce konutun riskli, birçoğunun 50-60 yıllık demir ve çimento özelliğini yitirmiş durumda yapılar olduğunun altını çizen Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, bazı konut sakinlerinin apartmanlarının temelinin karot testine tabi tutulmasını istediğini fakat toplumdaki “Bir kişi bile istese karot testi yaptırabilir” algınsın yanlış olduğuna dikkat çekti. Aslan, şu ifadeleri kullandı:
“Maalesef konu öyle değil. Apartmanda oturanların yarısından fazlasının izin vermesi gerekiyor. Test için gerekli izni kendileri çözemediklerinde belediyelere gidiyorlar. Belediyelerde kentsel dönüşüm birimleri kuruldu. Ancak bu birimin kolluk kuvveti çağırma yetkisi yok. Durum böyle olunca da teste karşı çıkanlar, zabıta ve görevlilere test için izin vermiyor. Hükümet acil olarak bu birimlere kolluk kuvveti çağırma yetkisi vermeli. Bu öyle önemli bir konu ki, bir apartmanın depreme dayanıklı olup olmadığını belirleyemezseniz, o apartmanda yaşayan herkesin yaşamını riske atarsınız.”
Aslan açıklamaları esnasında, Ege Koop olarak bugüne kadar 5 milyon metrekarelik alanda 150 bin kişinin yaşadığı uydu kentleri hayata geçirirken akıl ve bilime öncelik verdiklerini belirterek, imarlı konut alanlarını kent merkezinin dışında sert zeminde seçtiklerini, alt yapıyı kendi kurumsal güçleriyle yaptıklarını hatırlattı. Depreme dayanıklı, uydu kent ölçeğinde mutlu yaşam alanlarını inşa ettiklerini ifade eden Aslan, Ege-Koop’un nitelikli teknik personeliyle, her türlü denetime açık hesap verebilir “saydam” yapısıyla, bilimi ve aklı öncelediğini vurguladı. “Ege-Koop inşaat sektöründeki güvenini, inşaata başlamadan önce yer seçimiyle, bilim insanlarının görüşüne önem vermesiyle ve jeolojik zemin etüdünden ÇED raporuna, inşaatın her aşamasında beton analizinden demir ölçümüne ve kullanılan malzemenin kalitesine tavizsiz duyarlılık göstermesiyle ve güven kolay inşa edilmez üretim felsefesiyle kazandı” diyen Hüseyin Aslan, “İnşaat Mühendisleri Odası ve Ege Üniversitesi ile 1984 yılında imzaladığı protokolle, inşaatın her aşamasında beton analizi ve demir ölçümü yaptı. Dokuz Eylül Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nden bilim insanlarına deprem araştırması yaptırdı. Bünyesinde barındırdığı çeşitli meslek mensuplarından oluşan 200’den fazla konut kooperatifinin hükümet temsilcilerinin de hazır bulunduğu genel kurullarında ortaklarınca denetlendi ve her kuruşun hesabını vererek ibra edildi. Bununla da yetinmedi, kendisini ortaklarının ve kamusal denetimin dışında özel denetim kuruluşlarının da denetimine açık hale getirdi” şeklindeki ifadeleri kullandı.
Bu aşamada imar barışı adı altında kaçak binaların yasalaştırılmasının depremde can ve mal kayıplarına “davetiye çıkarmak” anlamına geldiğini sürekli vurguladığını dile getiren Ege-Koop Genel Başkanı ASLAN, “İzmir’de konutların yüzde 40’ının 1999 Marmara depremi öncesi imara aykırı ve depreme hazırlık yönetmeliğinden önce inşa edildiği gerçeğinin gözden uzak tutulmaması ve bu nedenle önceliğin kentsel dönüşüme verilmesi ihtiyacını kamuoyu ile paylaştım. Ancak İzmir’de bugün de kentsel dönüşümün adı var, kendisi yok” diye konuştu.
“Maalesef konu öyle değil. Apartmanda oturanların yarısından fazlasının izin vermesi gerekiyor. Test için gerekli izni kendileri çözemediklerinde belediyelere gidiyorlar. Belediyelerde kentsel dönüşüm birimleri kuruldu. Ancak bu birimin kolluk kuvveti çağırma yetkisi yok. Durum böyle olunca da teste karşı çıkanlar, zabıta ve görevlilere test için izin vermiyor. Hükümet acil olarak bu birimlere kolluk kuvveti çağırma yetkisi vermeli. Bu öyle önemli bir konu ki, bir apartmanın depreme dayanıklı olup olmadığını belirleyemezseniz, o apartmanda yaşayan herkesin yaşamını riske atarsınız.”
Aslan açıklamaları esnasında, Ege Koop olarak bugüne kadar 5 milyon metrekarelik alanda 150 bin kişinin yaşadığı uydu kentleri hayata geçirirken akıl ve bilime öncelik verdiklerini belirterek, imarlı konut alanlarını kent merkezinin dışında sert zeminde seçtiklerini, alt yapıyı kendi kurumsal güçleriyle yaptıklarını hatırlattı. Depreme dayanıklı, uydu kent ölçeğinde mutlu yaşam alanlarını inşa ettiklerini ifade eden Aslan, Ege-Koop’un nitelikli teknik personeliyle, her türlü denetime açık hesap verebilir “saydam” yapısıyla, bilimi ve aklı öncelediğini vurguladı. “Ege-Koop inşaat sektöründeki güvenini, inşaata başlamadan önce yer seçimiyle, bilim insanlarının görüşüne önem vermesiyle ve jeolojik zemin etüdünden ÇED raporuna, inşaatın her aşamasında beton analizinden demir ölçümüne ve kullanılan malzemenin kalitesine tavizsiz duyarlılık göstermesiyle ve güven kolay inşa edilmez üretim felsefesiyle kazandı” diyen Hüseyin Aslan, “İnşaat Mühendisleri Odası ve Ege Üniversitesi ile 1984 yılında imzaladığı protokolle, inşaatın her aşamasında beton analizi ve demir ölçümü yaptı. Dokuz Eylül Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nden bilim insanlarına deprem araştırması yaptırdı. Bünyesinde barındırdığı çeşitli meslek mensuplarından oluşan 200’den fazla konut kooperatifinin hükümet temsilcilerinin de hazır bulunduğu genel kurullarında ortaklarınca denetlendi ve her kuruşun hesabını vererek ibra edildi. Bununla da yetinmedi, kendisini ortaklarının ve kamusal denetimin dışında özel denetim kuruluşlarının da denetimine açık hale getirdi” şeklindeki ifadeleri kullandı.
Bu aşamada imar barışı adı altında kaçak binaların yasalaştırılmasının depremde can ve mal kayıplarına “davetiye çıkarmak” anlamına geldiğini sürekli vurguladığını dile getiren Ege-Koop Genel Başkanı ASLAN, “İzmir’de konutların yüzde 40’ının 1999 Marmara depremi öncesi imara aykırı ve depreme hazırlık yönetmeliğinden önce inşa edildiği gerçeğinin gözden uzak tutulmaması ve bu nedenle önceliğin kentsel dönüşüme verilmesi ihtiyacını kamuoyu ile paylaştım. Ancak İzmir’de bugün de kentsel dönüşümün adı var, kendisi yok” diye konuştu.
10:07
YORUMLAR