Eğitimdeki gelişmeler ve markalaşma
Eğitim alanındaki gelişmeler ve markalaşmanın konuşulduğu toplantıda, İzmir’in önemli markalarıyla genç iş insanlarını buluşturan EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği, son marka toplantısında eğitimde lider kurumlardan İzmir Türk Koleji Genel Müdürü Yiğit Tatış’ı konuk etti. Pandemi sürecinde sağlık kadar toplumun tüm kesimlerini derinden etkileyen eğitimdeki gelişmelerin ve markalaşmanın konuşulduğu etkinliğe ilgi büyüktü.
26 Kasım 2020 - 11:28
Eğitim dünyasında dönüşümün dinamiklerini ortaya koyan ve 80’nin üzerinde katılımcının yer aldığı etkinlik EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan’ın açılış konuşmasıyla başladı.
Günümüzde markanın, ticaretin olmazsa olmaz koşulu haline geldiğini belirten EGİAD
Başkanı Aslan, “Markalar firmaların ayakta kaldıkları sürece hatta bazen firmalardan bile
uzun süre yaşayabilirler, ürünler ise bir süre sonra kullanım dışı kalıp yok olup gidebilirler.
İşte uzun süreçte kazanmak ve pazarda varlığını sürdürmek isteyen firmalar bundan dolayı
markalarına yatırım yapıyorlar ve marka olmak için uğraşıyorlar. Bu gerçekten uzun soluklu
bir süreçtir. Bugün yatırım yapıp yarın sonuç almak gibi beklentileri olanlar hayal kırıklığına
uğrayabilirler. Bu süreçte ancak uzun soluklu davranabilenler kazanabiliyor” dedi. Bütün
sektörler için geçerli olan markalaşmanın eğitim sektörü için de geçerli olduğunu hatırlatan
EGİAD Başkanı Mustafa Aslan, “Yoğun rekabetin yaşandığı, toplumların bilinçlendiği günümüz koşullarında öğrencinin eğitim hizmetini satın alması, okulu tercih etmesi için haklı bir gerekçesinin bulunması gerekir. Eğitim kurumunu kendisi ile özdeşleştirmeli, yaşam biçimi ile ilişkilendirmeli ve hizmeti satın almayı yaptığında kendini iyi hissetmelidir. Son 10-15 yıldır Türkiye’de belli sayıda eğitim kurumları markalaşma sürecine girmiştir. Bazıları güçlü bir marka olarak kendilerini hissettirmeye başlamışlardır. Bu süreçte ayakta kalmak ve süreklilik göstermek isteyen tüm özel eğitim kurumlarının tek çaresi markalaşmak ve kaliteli hizmet vermektir. Çünkü kalite günümüzde bireysel ve kurumsal başarının anahtarı olarak kullanılmaktadır” diye konuştu.
Türkiye’de Çok Yönlü Eğitime İhtiyaç Var
Eğitimde marka olmanın üretimde marka olmaktan çok daha zor olduğunu dile getiren EGİAD Başkanı Mustafa Aslan, “Kendimizden pay biçersek; kendi çocuklarımızın nasıl da üzerine titriyoruz her ayrıntıya nasıl da önem veriyoruz. Karşımızdaki eğitim kurumu bu bakış açısında ve olağanüstü hassas binlerce kişi ile sürekli ilgilenmek durumunda. Eğitim, içinde birçok dinamiği barındıran bir sektör. Değişim yapılırken de çok dikkatli olmak gerekiyor.
Eğitimin en büyük riski bu. Çıktıları çok geç olduğu için, değişimin planlamasını da çok düzgün yapılmalı. Türkiye’de çok yönlü bir eğitime ihtiyaç var. Akademik başarı zaten zorunlu, olmazsa olmaz bir şey. Okulun onun üstüne ne koyabildiği önemli. Çocuğu hayata
hazırlamada, okulun akademik başarısının üstüne ne koyabildiği önemli” şeklinde konuştu.
Eğitimde Markalaşma Tüyoları
Türkiye’nin vakıflar haricinde kurulan ilk özel okulu İTK İzmir Türk Koleji’nin, 3. kuşak
yönetimiyle 70 yılı aşkın bir geçmişe sahip bulunduğunu dile getiren Genel Müdür Yiğit Tatış
ise, misyon ve kuruluş hikâye sürecini aktararak konuşmasına başladı. Kurum kültürü ve
kurumsallaşmanın önemine de değinen Tatış, iyi bir markalaşma için bu yapıyı koruyan
uzgörülü yapının çalışanlara kadar aktarılması gerektiğini ifade etti. Atatürk ilkelerinin
kendileri için önemli bir çizgi olduğunu ifade eden Yiğit Tatış, sadece bir okul markası değil
toplumsal hizmet çerçevesinde bir amacı görev edindiklerini vurguladı. Mezunlarının
başarısının kendileri için önemli bir gösterge olduğunu kaydeden Tatış, sözlerini şu şekilde
sürdürdü: “Kurucumuzun attığı değer tohumlarıyla, uzgörüsüyle, gençlere verdiği önemle,
etik değerleriyle, çalışkanlık ve dürüstlük anlayışıyla, eğitim sistemimize bakış açımızla bir
marka yarattık. Mezunlar derneğimiz bizim çizgimizin dışına çıkmamamızı sağlayan en güzel denetmen kurumlarımızdan biri olarak işlemekte. Biz bu yönümüzün de güçlü olmasını istemekteyiz. Her markanın sorumluluğu var. Marka sahibinin manevi sorumluluğu taşıması gerekir. Ancak böyle markaların geleceği kalıcı olabilir.”
Pandemi Süreci Teknoloji Tabanlı Eğitime Geçmeyi Sağladı
Pandemi sürecindeki eğitim şartlarını da değerlendiren İTK İzmir Türk Koleji Genel Müdürü
Yiğit Tatış, orta öğretim ile yüksek okul sürecinin farklı değerlendirilmesi gerektiğini
vurgulayarak, “Yüksek okul teknoloji tabanlı eğitime zaten geçmek üzereydi ve geçmeliydi.
Bu süreç üniversitelerin vizyonunu açtı. Orta öğretimde ise sosyal becerilerin geliştirilmesi
kapsamında yüz yüze eğitime ihtiyaç duyulmakta. Teknoloji sayesinde akademik eğitim
verilebilmekte. Ama psikolojik gelişime uzaktan destek olmak zor. Teknoloji sayesinde
çocuklar bu süreci çok az kayıplarla atlatacak. Ancak bu süreç için devlet okullarında
çocukların özel okullara göre geri kalması söz konusu olabilir. Esnek çalışmalar yapılırsa
devlet okulları için de durum değişebilir. Eğitim sektörü geleneksel ve dirençli yapısıyla
bugüne kadar teknoloji tabana tam olarak geçmemişti. Covid’in bu sektöre böyle bir katkısı
oldu diyebiliriz. Eğitim teknolojilerinin faydasını görmüş olduk. Aynı zamanda öğretmenlik
mesleğinin ne kadar zor olduğuna evlerimizden şahitlik yaptık. Bu süreç mesleğin saygınlığını geri kazandırması açısından da önemli oldu. Bir ülkenin gelişimi için en önemli adım eğitim eşitsizliğini ortadan kaldırmaktır” dedi.
İzmir Türk Koleji ve Startupfon'dan Yatırım İşbirliği
Gelen bir soru üzerine İzmir Türk Koleji ile Tatış Holdingin, erken aşama yatırım platformu
Startupfon ile bir iş birliği yaparak İTK Ventures markasını hayata geçirdiğini de hatırlatan
Tatış, İTK Ventures’in özellikle eğitim teknolojileri alanında faaliyet gösteren girişimcilere
destek olmayı hedeflediğini kaydetti. Tatış, “Yapılan iş birliği kapsamında eğitim teknolojileri
girişimleri programa başvurabilecek, seçilen girişimlere yatırım, network, deneyim aktarımı
ve ölçeklenebilmeleri konularında her iki kurum tarafından destek sağlanacak. İnsanların bilgi ve becerisinin gelişmesine katkı sağlayan her türlü girişim İTK Ventures’ın ilgi alanına giriyor” dedi.
Günümüzde markanın, ticaretin olmazsa olmaz koşulu haline geldiğini belirten EGİAD
Başkanı Aslan, “Markalar firmaların ayakta kaldıkları sürece hatta bazen firmalardan bile
uzun süre yaşayabilirler, ürünler ise bir süre sonra kullanım dışı kalıp yok olup gidebilirler.
İşte uzun süreçte kazanmak ve pazarda varlığını sürdürmek isteyen firmalar bundan dolayı
markalarına yatırım yapıyorlar ve marka olmak için uğraşıyorlar. Bu gerçekten uzun soluklu
bir süreçtir. Bugün yatırım yapıp yarın sonuç almak gibi beklentileri olanlar hayal kırıklığına
uğrayabilirler. Bu süreçte ancak uzun soluklu davranabilenler kazanabiliyor” dedi. Bütün
sektörler için geçerli olan markalaşmanın eğitim sektörü için de geçerli olduğunu hatırlatan
EGİAD Başkanı Mustafa Aslan, “Yoğun rekabetin yaşandığı, toplumların bilinçlendiği günümüz koşullarında öğrencinin eğitim hizmetini satın alması, okulu tercih etmesi için haklı bir gerekçesinin bulunması gerekir. Eğitim kurumunu kendisi ile özdeşleştirmeli, yaşam biçimi ile ilişkilendirmeli ve hizmeti satın almayı yaptığında kendini iyi hissetmelidir. Son 10-15 yıldır Türkiye’de belli sayıda eğitim kurumları markalaşma sürecine girmiştir. Bazıları güçlü bir marka olarak kendilerini hissettirmeye başlamışlardır. Bu süreçte ayakta kalmak ve süreklilik göstermek isteyen tüm özel eğitim kurumlarının tek çaresi markalaşmak ve kaliteli hizmet vermektir. Çünkü kalite günümüzde bireysel ve kurumsal başarının anahtarı olarak kullanılmaktadır” diye konuştu.
Türkiye’de Çok Yönlü Eğitime İhtiyaç Var
Eğitimde marka olmanın üretimde marka olmaktan çok daha zor olduğunu dile getiren EGİAD Başkanı Mustafa Aslan, “Kendimizden pay biçersek; kendi çocuklarımızın nasıl da üzerine titriyoruz her ayrıntıya nasıl da önem veriyoruz. Karşımızdaki eğitim kurumu bu bakış açısında ve olağanüstü hassas binlerce kişi ile sürekli ilgilenmek durumunda. Eğitim, içinde birçok dinamiği barındıran bir sektör. Değişim yapılırken de çok dikkatli olmak gerekiyor.
Eğitimin en büyük riski bu. Çıktıları çok geç olduğu için, değişimin planlamasını da çok düzgün yapılmalı. Türkiye’de çok yönlü bir eğitime ihtiyaç var. Akademik başarı zaten zorunlu, olmazsa olmaz bir şey. Okulun onun üstüne ne koyabildiği önemli. Çocuğu hayata
hazırlamada, okulun akademik başarısının üstüne ne koyabildiği önemli” şeklinde konuştu.
Eğitimde Markalaşma Tüyoları
Türkiye’nin vakıflar haricinde kurulan ilk özel okulu İTK İzmir Türk Koleji’nin, 3. kuşak
yönetimiyle 70 yılı aşkın bir geçmişe sahip bulunduğunu dile getiren Genel Müdür Yiğit Tatış
ise, misyon ve kuruluş hikâye sürecini aktararak konuşmasına başladı. Kurum kültürü ve
kurumsallaşmanın önemine de değinen Tatış, iyi bir markalaşma için bu yapıyı koruyan
uzgörülü yapının çalışanlara kadar aktarılması gerektiğini ifade etti. Atatürk ilkelerinin
kendileri için önemli bir çizgi olduğunu ifade eden Yiğit Tatış, sadece bir okul markası değil
toplumsal hizmet çerçevesinde bir amacı görev edindiklerini vurguladı. Mezunlarının
başarısının kendileri için önemli bir gösterge olduğunu kaydeden Tatış, sözlerini şu şekilde
sürdürdü: “Kurucumuzun attığı değer tohumlarıyla, uzgörüsüyle, gençlere verdiği önemle,
etik değerleriyle, çalışkanlık ve dürüstlük anlayışıyla, eğitim sistemimize bakış açımızla bir
marka yarattık. Mezunlar derneğimiz bizim çizgimizin dışına çıkmamamızı sağlayan en güzel denetmen kurumlarımızdan biri olarak işlemekte. Biz bu yönümüzün de güçlü olmasını istemekteyiz. Her markanın sorumluluğu var. Marka sahibinin manevi sorumluluğu taşıması gerekir. Ancak böyle markaların geleceği kalıcı olabilir.”
Pandemi Süreci Teknoloji Tabanlı Eğitime Geçmeyi Sağladı
Pandemi sürecindeki eğitim şartlarını da değerlendiren İTK İzmir Türk Koleji Genel Müdürü
Yiğit Tatış, orta öğretim ile yüksek okul sürecinin farklı değerlendirilmesi gerektiğini
vurgulayarak, “Yüksek okul teknoloji tabanlı eğitime zaten geçmek üzereydi ve geçmeliydi.
Bu süreç üniversitelerin vizyonunu açtı. Orta öğretimde ise sosyal becerilerin geliştirilmesi
kapsamında yüz yüze eğitime ihtiyaç duyulmakta. Teknoloji sayesinde akademik eğitim
verilebilmekte. Ama psikolojik gelişime uzaktan destek olmak zor. Teknoloji sayesinde
çocuklar bu süreci çok az kayıplarla atlatacak. Ancak bu süreç için devlet okullarında
çocukların özel okullara göre geri kalması söz konusu olabilir. Esnek çalışmalar yapılırsa
devlet okulları için de durum değişebilir. Eğitim sektörü geleneksel ve dirençli yapısıyla
bugüne kadar teknoloji tabana tam olarak geçmemişti. Covid’in bu sektöre böyle bir katkısı
oldu diyebiliriz. Eğitim teknolojilerinin faydasını görmüş olduk. Aynı zamanda öğretmenlik
mesleğinin ne kadar zor olduğuna evlerimizden şahitlik yaptık. Bu süreç mesleğin saygınlığını geri kazandırması açısından da önemli oldu. Bir ülkenin gelişimi için en önemli adım eğitim eşitsizliğini ortadan kaldırmaktır” dedi.
İzmir Türk Koleji ve Startupfon'dan Yatırım İşbirliği
Gelen bir soru üzerine İzmir Türk Koleji ile Tatış Holdingin, erken aşama yatırım platformu
Startupfon ile bir iş birliği yaparak İTK Ventures markasını hayata geçirdiğini de hatırlatan
Tatış, İTK Ventures’in özellikle eğitim teknolojileri alanında faaliyet gösteren girişimcilere
destek olmayı hedeflediğini kaydetti. Tatış, “Yapılan iş birliği kapsamında eğitim teknolojileri
girişimleri programa başvurabilecek, seçilen girişimlere yatırım, network, deneyim aktarımı
ve ölçeklenebilmeleri konularında her iki kurum tarafından destek sağlanacak. İnsanların bilgi ve becerisinin gelişmesine katkı sağlayan her türlü girişim İTK Ventures’ın ilgi alanına giriyor” dedi.
10:07
YORUMLAR