"Gelecek planında rantı değil insanı merkeze almalıyız"
İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde konuşan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, bilimsel akıl ve iyi çalışan kurumlarla geleceğin edilebileceğini belirterek, “Deprem ve depremden çıkardığımız dersleri bu amaç için çok iyi kullanmalıyız” dedi
16 Mart 2023 - 17:50
“Vicdana Davet” temasıyla devam eden İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde konuşmacılardan biri de Türkiye Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Orhan Turan’dı. TÜSİAD’ın 50. Yılı nedeniyle hazırladıkları Türkiye’nin geleceğinin nasıl şekillendirilmesi gerektiğine yönelik çalışmayı anlatan Turan, “İnsana yatırım dolayısıyla doğaya yatırım yapan bir yönetim modeli yaratılması gerekiyor” dedi.
Artık yeraltı kaynakları ve beton yapılarla geleceğin inşa edilemeyeceğini vurgulayan Orhan Turan, “Bilimsel akıl ve iyi çalışan kurumlar üzerine gelecek inşa edilmeli. Depremi ve depremden çıkardığımız dersleri geleceği inşa ederken çok iyi kullanmalıyız. Bunların tekrar yaşanmasına izin vermemeliyiz. Şimdiden insana, bilime ve kurumlara önem vermeliyiz. Bu doğal ve basit bir önerme. Sadece son deprem değil, daha önce de doğal afetler, maden faciaları yaşadık. Bunlardan ders aldık mı? Sormadan geçemiyorum” dedi.
Geleceği inşa ederken, rantı değil, insanı merkeze almak gerektiğini hatırlatan Turan, “Sağlıklı büyümeye ihtiyaç var. Enflasyon yüzde 60’lardan yüzde 5’lere, işsizliği yüzde 5’e kalıcı olarak indirmeliyiz. Bunun için makro istikrara, makro istikrar için fiyat istikrarına ihtiyaç var. Bunlar da yeterli değil. Sadece üretim değil, ileri teknolojiyle üretim, teknolojik ürün, katma değeri yüksek ürün üretmeliyiz. Dünya ticaretinde yüksek teknolojinin payı artıyor. Tarımdan sanayiye, inşaattan, hizmete her alanda teknolojiye ve eğitime yatırım şart. Adil rekabet koşulları sağlanmalı. Piyasa engelleri kaldırılmalı. Kaliteli eğitim, kaliteli istihdam ve iyi ücret gerekiyor. Eğitim, 21. yüzyılda çocuklarımıza, gençlerimize kaliteli bilgi, beceri kazandırmalı. Donanımlı gençler yetiştirmeliyiz. Maddi yoksunluk azaltılmalı. İş gücü ödemelerinin GSMH içindeki payı yüzde 2021’de yüzde 31 iken, geçen yıl için yüzde 24’e gerilemiş. Yoksulluk makası kapatılmalı” diye konuştu.
TÜSİAD Başkanı Turan, cinsiyet sorununa da değinerek, şunları söyledi; “Kalkınma için cinsiyet eşitliği de gerekiyor. Bir ülkenin kalkınma ve demokrasi yetkinliği kadınların iş ve sosyal hayata, eşit koşullarda katılımı olmadan sağlanamaz. Ülkemizde 500 bin üniversite mezunu kadın iş hayatına katılmadan evde oturuyor. Savaşlar, afetler en çok yoksul kadını vuruyor. Adaletsizliğin başlangıç noktası eğitim. Eğitim olmayınca kadınların iş ve so6syal hayata katılımı azalıyor. Bu da yoksulluğu tetikliyor. Bir diğer konu da kadın cinayetleri ve şiddet. Bir an önce İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmeli. Kadına seçme ve seçilme hakkını ilk veren ülkeyiz ama meclisteki kadın sayısı yüzde 17. Kalkınmada insanı merkeze almak ekolojik hayatı merkeze almak demektir. İklim değişikliklerinin sonuçları konusunda bilim insanları uyarı yapıyor. Geç olmadan sözlerine kulak vermeliyiz. Yeşil ekonomi yol haritası bir an önce hazırlanmalı. Enflasyon sorununu çözmüş, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, din, dil, ırk farkı olmadan, makro ekonomik dengeleri sağlanmış, gelir adaletini sağlamış, batı dünyasıyla ilişkilerini güçlendirmiş bir ülke olmak istiyoruz. İnsana yatırım yaparak yetkinleşmeyi hedeflemeliyiz. Bilimsel aklı hakim kılmalıyız. Yönetim sistemimizde hukukun üstünlüğünü öne almalıyız. Toplumun tüm kesimleri sürece etkin olarak katılmalı. Seçimlere katılım yönetimde adalet için önemli. Ülkenin potansiyelini el birliği ile harekete geçirip, Türkiye’nin geleceğini inşa edeceğiz.”
Artık yeraltı kaynakları ve beton yapılarla geleceğin inşa edilemeyeceğini vurgulayan Orhan Turan, “Bilimsel akıl ve iyi çalışan kurumlar üzerine gelecek inşa edilmeli. Depremi ve depremden çıkardığımız dersleri geleceği inşa ederken çok iyi kullanmalıyız. Bunların tekrar yaşanmasına izin vermemeliyiz. Şimdiden insana, bilime ve kurumlara önem vermeliyiz. Bu doğal ve basit bir önerme. Sadece son deprem değil, daha önce de doğal afetler, maden faciaları yaşadık. Bunlardan ders aldık mı? Sormadan geçemiyorum” dedi.
Geleceği inşa ederken, rantı değil, insanı merkeze almak gerektiğini hatırlatan Turan, “Sağlıklı büyümeye ihtiyaç var. Enflasyon yüzde 60’lardan yüzde 5’lere, işsizliği yüzde 5’e kalıcı olarak indirmeliyiz. Bunun için makro istikrara, makro istikrar için fiyat istikrarına ihtiyaç var. Bunlar da yeterli değil. Sadece üretim değil, ileri teknolojiyle üretim, teknolojik ürün, katma değeri yüksek ürün üretmeliyiz. Dünya ticaretinde yüksek teknolojinin payı artıyor. Tarımdan sanayiye, inşaattan, hizmete her alanda teknolojiye ve eğitime yatırım şart. Adil rekabet koşulları sağlanmalı. Piyasa engelleri kaldırılmalı. Kaliteli eğitim, kaliteli istihdam ve iyi ücret gerekiyor. Eğitim, 21. yüzyılda çocuklarımıza, gençlerimize kaliteli bilgi, beceri kazandırmalı. Donanımlı gençler yetiştirmeliyiz. Maddi yoksunluk azaltılmalı. İş gücü ödemelerinin GSMH içindeki payı yüzde 2021’de yüzde 31 iken, geçen yıl için yüzde 24’e gerilemiş. Yoksulluk makası kapatılmalı” diye konuştu.
TÜSİAD Başkanı Turan, cinsiyet sorununa da değinerek, şunları söyledi; “Kalkınma için cinsiyet eşitliği de gerekiyor. Bir ülkenin kalkınma ve demokrasi yetkinliği kadınların iş ve sosyal hayata, eşit koşullarda katılımı olmadan sağlanamaz. Ülkemizde 500 bin üniversite mezunu kadın iş hayatına katılmadan evde oturuyor. Savaşlar, afetler en çok yoksul kadını vuruyor. Adaletsizliğin başlangıç noktası eğitim. Eğitim olmayınca kadınların iş ve so6syal hayata katılımı azalıyor. Bu da yoksulluğu tetikliyor. Bir diğer konu da kadın cinayetleri ve şiddet. Bir an önce İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmeli. Kadına seçme ve seçilme hakkını ilk veren ülkeyiz ama meclisteki kadın sayısı yüzde 17. Kalkınmada insanı merkeze almak ekolojik hayatı merkeze almak demektir. İklim değişikliklerinin sonuçları konusunda bilim insanları uyarı yapıyor. Geç olmadan sözlerine kulak vermeliyiz. Yeşil ekonomi yol haritası bir an önce hazırlanmalı. Enflasyon sorununu çözmüş, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, din, dil, ırk farkı olmadan, makro ekonomik dengeleri sağlanmış, gelir adaletini sağlamış, batı dünyasıyla ilişkilerini güçlendirmiş bir ülke olmak istiyoruz. İnsana yatırım yaparak yetkinleşmeyi hedeflemeliyiz. Bilimsel aklı hakim kılmalıyız. Yönetim sistemimizde hukukun üstünlüğünü öne almalıyız. Toplumun tüm kesimleri sürece etkin olarak katılmalı. Seçimlere katılım yönetimde adalet için önemli. Ülkenin potansiyelini el birliği ile harekete geçirip, Türkiye’nin geleceğini inşa edeceğiz.”
YORUMLAR