Gençler de risk altında… İnmeye dikkat!
İnme, diğer bir adıyla felç tüm dünyada ölüm riskleri arasında üçüncü sırada yer alıyor. Bunun yanı sıra daha çok ileri yaşlarda meydana gelen inmez, sağlıklı ve düzenli olmayan olumsuz hayat şartları içinde yaşayan gençleri de yakalayabiliyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Nihal Özaras, inme yani halk diliyle felç hakkında konuştu.
17 Aralık 2022 - 11:21 - Güncelleme: 17 Aralık 2022 - 11:25
İnmenin, beyinde damar tıkanması veya kanamaya bağlı olmak üzere beynin bir bölümünün etkilenmesi ve buna bağlı olarak genellikle vücudun bir yarısında güçsüzlük şeklinde gördüğümüz bir klinik tablo olduğu bilgisini veren Prof. Dr. Özaras, genellikle vücudun sağ ya da sol yarısında kolda ve bacakta güçsüzlük şeklinde kendisini gösterdiğini, bu duruma bazen yutma güçlüğü, konuşma güçlüğü, denge ve görme problemi gibi problemlerin de eşlik edebileceğini söyledi.
Prof. Dr. Özaras, konuşmaları esnasında inmenin dünyada ve ülkemizde kalıcı sakatlık ile hayati risk nedenleri arasında ilk sıralarda yer aldığını vurguladı. İnme geçiren kişilerde aniden ortaya çıkan bir tarafta güçsüzlük, uyuşma veya konuşma zorluğunun en sık görülen belirtilerin arasında bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Özaras, “İnme belirtileri bazen geri dönüşlü olabilirken, bu rahatsızlığa doğru müdahale edilmediğinde sıklıkla kalıcı hasar oluşabiliyor” diye konuştu.
Yaş ilerledikçe inme sıklığının arttığını, ancak değişik faktörlere bağlı olarak genç yaşlarda da görülebileceğini belirten Prof. Dr. Özaras, “Özellikle damarsal problemler, kalp hastalıkları, pıhtılaşma bozuklukları gibi bazı hastalıklar varsa ya da madde kullanımı, yoğun alkol kullanımı gibi kişi olumsuz yaşam tarzlarına sahip ise genç yaşta da inme görülmesi olasılığı vardır” dedi.
Fizik tedavi ve rehabilitasyona çok erken dönemde başlanmasının beyinde nöroplastisite denilen olayları tetiklediğini dile getiren Prof. Dr. Özaras, nöroplastisiteyi tanımlayarak “Nöroplastisite, beyinde daha önce kullanılmayan nöronal bağlantıların aktif hale geçmesi, görevini yapamayan beyin bölümünün görevini başka bölümlerin üstlenmesi, bu sayede beynin daha önce pasif olan yollarının aktifleşmesi ve beynin bir nevi kendisini yenilemesi şeklinde tanımlayabiliriz” dedi. Nöroplastisiteden dolayı fizik tedavi ile ve yoğun rehabilitasyon programları ile inme tedavisinde güzel sonuçlar alındığını aktaran Prof. Dr. Özaras, hasarların kalıcı olmasının geçirilen inmenin tipine ve şiddetine bağlı olarak değiştiği bilgisini de verdi. Maalesef bazı hasarlar önlenemediğini ve kısmen de olsa kalıcılığının devam ettiğini belirten Prof. Dr. Özaras, “Ancak küçük tutulum varsa yerine göre hasarlarda geri dönüş olabiliyor” dedi.
İnmede en önemli şeyin oluşmasını engellemek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nihal Özaras, “Bu nedenle düzenli olarak tansiyon ve diyabet gibi kronik hastalıklar varsa onların tedavilerini aksatmamak gerekiyor. Mutlaka koruyucu olarak düzenli takiplerde bulunmak gerekiyor. İnme geçirildiyse de rehabilitasyona en erken zamanda başlamak gerekiyor ki güzel sonuç alınabilsin” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Özaras, konuşmaları esnasında inmenin dünyada ve ülkemizde kalıcı sakatlık ile hayati risk nedenleri arasında ilk sıralarda yer aldığını vurguladı. İnme geçiren kişilerde aniden ortaya çıkan bir tarafta güçsüzlük, uyuşma veya konuşma zorluğunun en sık görülen belirtilerin arasında bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Özaras, “İnme belirtileri bazen geri dönüşlü olabilirken, bu rahatsızlığa doğru müdahale edilmediğinde sıklıkla kalıcı hasar oluşabiliyor” diye konuştu.
Yaş ilerledikçe inme sıklığının arttığını, ancak değişik faktörlere bağlı olarak genç yaşlarda da görülebileceğini belirten Prof. Dr. Özaras, “Özellikle damarsal problemler, kalp hastalıkları, pıhtılaşma bozuklukları gibi bazı hastalıklar varsa ya da madde kullanımı, yoğun alkol kullanımı gibi kişi olumsuz yaşam tarzlarına sahip ise genç yaşta da inme görülmesi olasılığı vardır” dedi.
Fizik tedavi ve rehabilitasyona çok erken dönemde başlanmasının beyinde nöroplastisite denilen olayları tetiklediğini dile getiren Prof. Dr. Özaras, nöroplastisiteyi tanımlayarak “Nöroplastisite, beyinde daha önce kullanılmayan nöronal bağlantıların aktif hale geçmesi, görevini yapamayan beyin bölümünün görevini başka bölümlerin üstlenmesi, bu sayede beynin daha önce pasif olan yollarının aktifleşmesi ve beynin bir nevi kendisini yenilemesi şeklinde tanımlayabiliriz” dedi. Nöroplastisiteden dolayı fizik tedavi ile ve yoğun rehabilitasyon programları ile inme tedavisinde güzel sonuçlar alındığını aktaran Prof. Dr. Özaras, hasarların kalıcı olmasının geçirilen inmenin tipine ve şiddetine bağlı olarak değiştiği bilgisini de verdi. Maalesef bazı hasarlar önlenemediğini ve kısmen de olsa kalıcılığının devam ettiğini belirten Prof. Dr. Özaras, “Ancak küçük tutulum varsa yerine göre hasarlarda geri dönüş olabiliyor” dedi.
İnmede en önemli şeyin oluşmasını engellemek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nihal Özaras, “Bu nedenle düzenli olarak tansiyon ve diyabet gibi kronik hastalıklar varsa onların tedavilerini aksatmamak gerekiyor. Mutlaka koruyucu olarak düzenli takiplerde bulunmak gerekiyor. İnme geçirildiyse de rehabilitasyona en erken zamanda başlamak gerekiyor ki güzel sonuç alınabilsin” ifadelerini kullandı.
10:07
YORUMLAR