HBS kadınlarda ve sigara içenlerde daha sık görülüyor

Huzursuz bacak sendromu (Willis-Ekbom), bacakları hareket ettirme dürtüsü veya ihtiyacı ile ortaya çıkan kronik ve ilerleyici bir hareket bozukluğu olarak tanımlanıyor. Erkeklere kıyasla kadınlarda iki kat fazla görülen HBS, ayda üç saatten az spor yapanlarda ve sigara içenlerde daha sık izleniyor. Memorial Ankara Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilgül Yardımcı, huzursuz bacak sendromu hakkında konuştu.

HBS kadınlarda ve sigara içenlerde daha sık görülüyor
08 Ocak 2023 - 00:06
Doç. Dr. Nilgün Yardımcı konuşmasına başlarken, Huzursuz bacak sendromunun primer (idyopatik) ve sekonder (ikincil) olmak üzere iki türünün bulunduğu bilgisini verdi. Kalıtsal geçiş olduğu düşünülen ve altında herhangi bir hastalığın bulunmadığı idyopatik huzursuz bacak sendromunun, tüm vakaların yüzde 70-80’ini oluşturduğunu açıklayan Doç. Dr. Yardımcı, bu hastaların birinci derece yakınlarının yarısından fazlasında da aynı rahatsızlığın görüldüğünü söyledi. “İdyopatik HBS’de hastalık daha erken yaşta başlamakta ve genellikle 45 yaşından önce hastalara tanı konulmaktadır” diyen Doç. Dr. Yardımcı, ancak bu türün diğer türe göre daha yavaş bir şekilde ilerlediğini aktardı.

Sekonder (ikincil) huzursuz bacak sendromunda ise çeşitli klinik durumların bu hastalığa yol açabildiğini dile getiren Doç. Dr. Yardımcı, “Demir eksikliği, gebelik ve son dönem böbrek yetmezliği bu bulgular arasında yer almaktadır. Sekonder sebeplerin ortak noktasını ise demir metabolizması bozukluğu oluşturmaktadır. Huzursuz bacak sendromu; romatoid artrit (RA), Sjögren Sendromu (SjS) gibi bazı romatolojik hastalıklarda daha sık izlenirken, HBS’li hastalarda kol, bacak ve eklem ağrısı da görülebilmektedir. Ayrıca fibromiyalji sendromu olan hastalarda huzursuz bacak sendromuna daha fazla rastlanmaktadır” diye konuştu.

Açıklamaları esnasında, bacaklarda engel olunamayan hareket ettirme isteği, acı- yanma- karıncalanma şeklinde çok ağrılı olmayan bulguların ortaya çıktığı bilgisini paylaşan Doç. Dr. Yardımcı, hastalar tarafından rahatsız edici bir his olarak tarif edilen bu belirtilerin, çoğunlukla dinlenirken ve gece uyumadan önce arttığını ve hastaların uykudan uyanmasına neden olduğunu vurguladı. Huzursuz bacak sendromunun tanısının ise belirtilere, hasta öyküsüne, yapılan test ve muayene sonuçlarına göre konulduğunu ifade eden Doç. Dr. Yardımcı, semptomların orta veileri yaşta daha sık görüldüğünü belirterek, “Semptomların birbirine benzemesi nedeniyle anksiyete, depresyon veya uyku bozukluğu ile karıştırılabilen Huzursuz bacak sendromu, genellikle orta ve ileri yaşta ortaya çıkmaktadır. Semptomlar erken dönemde hafif seyrederken, yaşın ilerlemesi ile birlikte şiddetlenmektedir” dedi.

Huzursuz bacak sendromunun tedavisinin ilaçlı ve ilaçsız tedavi olmak üzere ikiye ayrıldığını, hafif semptomları olan hastalarda ilaçsız tedavi yöntemleri işe yarasa da, orta-ileri düzeyde şikayetleri olan hastalarda çoğunlukla medikal tedaviye ihtiyaç duyulduğunu belirten Doç. Dr. Yardımcı, “Ayrıca altta yatan sebebin tespit edildiği HBS türünde nedene yönelik uygulanan tedaviler de semptomların ortadan kalkmasına yardımcı olmaktadır” şeklinde açıkladı.

Hafif düzeydeki HBS semptomu olan hastalarda ilaç tedavisinden önce, yaşam değişikliklerinin yapılmasının semptomların hafifletilmesinde faydalı olacağını belirten Doç. Dr. Nilgün Yardımcı, yaşam değişikliklerini şu şekilde sıralayarak, cümlelerini tamamladı:
  • Uyumadan önce germe egzersizleri gibi hafif-orta dereceli fiziksel aktivitede bulunmak
  • Sıcak banyo yapmak ve duş almak
  • İstirahat sırasında bilgisayar oyunu, bulmaca gibi mental aktiviteyi artırıcı uğraşlar ile ilgilenmek
  • Yatak odasının serinletmek ve rahat pijamalar giymek
  • Aynı saatte uyuyup aynı saate uyanmak ve gündüz uyumama şeklinde düzenli bir uyku örüntüsü oluşturmak
  • Kafein, nikotin, alkol, antihistaminik, antidopaminerjik aktivite gösteren antiemetik, antipsikotik ve antidepresanlardan kaçınmak
  • Uzun süre istirahat gerektiren uçak yolculuğu veya sinema izlemek gibi hareketsiz kalacağınız aktiviteleri sabah saatlerinde, ev işi veya egzersiz gibi şikayetleri azaltan aktiviteleri ise günün geç saatlerinde yapmak.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum