İktidar kurucu değerlere karşı ihanet içinde!
Dün TBMM’den geçirilen Sansür Yasası haftalardır Türkiye’nin gündemini tutuyor. Muhalefet partilerinin üyelerinden gelen tepkilere bir yenisi daha eklendi. CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Sansür Yasası olarak anılan kanun teklifinin 31. Maddesinde söz aldı. Gülizar Biçer Karaca, sansür yasasının çifte standart yasası olacağını vurguladı ve iktidarı kurucu değerlere karşı ihanet içinde olmakla suçladı.
14 Ekim 2022 - 11:51 - Güncelleme: 14 Ekim 2022 - 11:53
Biçer Kaya, iktidarın özellikle seçimler yaklaşırken dayattığı bu düzenlemenin gerçek amacının muhalefeti susturmak olduğunu vurgulayarak, düzenlenmenin iktidarın kendi dezenformasyon çabalarını çürütmek isteyen muhalefete karşı kullanılmak istendiğini söyledi. Biçer Karaca açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bugün, yargının bu derece baskı altına alındığı ve talimatla çalıştırıldığı bir ülkede, bu yasanın kimlerin menfaati için hangi şekilde uygulanacağını bilmediğinizi söylerseniz hakikaten bize gülünç gelir. Hepimiz biliyoruz bu durumun ne olduğunu. Bu yasa yürürlüğe girmeden, daha Mecliste görüşülmeden bir birim kuruldu: Dezenformasyonla Mücadele Birimi. Bu birimin başına İdris Kardaş getirildi. ‘Erdoğan'ın hakikat mücadelesine ortak olmak onurdur’ diyen bir kişidir İdris Kardaş. Şimdi bu arkadaşımızın, bu birimin ve Fahrettin Altun'un çıkarttığı dezenformasyon raporlarına göre mahkemeler vatandaşa ceza verecek ve sadece bilgiyi paylaşan değil, beğenen, "retweet"leyen de üç yıl cezaevi riskiyle karşı karşıya kalacak. Dün akşam burada bir milletvekilimiz, sansür yasasına karşı toplumda farkındalık oluşturabilmek için çekiçle telefonunu kırdı. Ardından çıkan tartışmalarda Sayın Meclis Başkan Vekilimiz ‘ben o çekici kötü niyetle getirmediğine inanıyorum’ dediğinde MHP Grup Başkan Vekili Sayın Akçay ‘kötü niyetli olmadığını nereden biliyorsunuz’ diyerek iktidar zihniyetinin bu yeni yasayla ne hedeflediğini gösterdi. Kanunun 29. Maddesinde ‘Korku ve Panik yaratmak saikiyle’ ifadesi var. Sayın Akçay bizim arkadaşımızın iyi niyetli eylemini nasıl hemen bu tanıma göre hedef gösterdiyse, vatandaşa da aynısı yapılacak. AKP’li ve MHP’li arkadaşların keyfine göre niyet okunacak. İktidar için yazan çizen herkes iyi niyetli, iktidarı protesto eden herkes kötü niyetli olacak, toplumda korku ve panik yaratıyor iddiasıyla takibata uğrayacak. Sizler, doğru bilgiler bile olsa işinize gelmeyenleri yasaklayacaksınız, hapse atacaksınız, baskı kuracaksınız. En kötü yasalar iyi uygulayıcıların elinde adaletli olur ama en iyi yasalar kötü uygulayıcıların elinde de maalesef ciddi hak ihlallerine sebep olur. 2012-2020 yılları arasında Twitter Şeffaflık Raporu'na göre Twitter'a dünya genelinden 12.499 mahkeme kararı gönderilmiş, bunun 7.070'i maalesef Türkiye'ye ait, açık farkla şampiyonuz(!). İkinci sıradaki Rusya’nın rakamı bizimkinin yarısı. Yine, Facebook'ta içerik kaldırmada 2.452 rakamıyla dünyada beşinci sıradayız. Bu kanun geçmeden önce bile sosyal medya sansürünün şampiyonlar liginde oynuyormuşuz. Fakat bu iktidardaki arkadaşlarımıza yetmemiş olacak ki daha fazla baskı, daha fazla sansür, daha fazla düşünce ve ifade özgürlüğü ihlali yaratacak, halkımızı daha çok otosansüre zorlayacak bu yasal düzenlemeyi bize mecliste dayatıyorlar.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerleri arasında bağımsızlık ve özgürlük unsularına değinen Biçer Karaca, iktidarı kurucu değerlere karşı ihanet içinde olmakla suçlayarak “Özgürlük tarlalarında kumpaslarınızın, ihanetinizin ve baskınızın tohumları asla yeşermeyecek çünkü bu ülke "Ya istiklal ya ölüm" diyerek yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk’ün tam bağımsızlık ve özgürlük mayasını taşıyan milletinin cumhuriyetidir. Mücadeleniz boşadır; özgürlük kazanacak, demokrasi kazanacak” dedi ve cümlelerini tamamladı.
“Bugün, yargının bu derece baskı altına alındığı ve talimatla çalıştırıldığı bir ülkede, bu yasanın kimlerin menfaati için hangi şekilde uygulanacağını bilmediğinizi söylerseniz hakikaten bize gülünç gelir. Hepimiz biliyoruz bu durumun ne olduğunu. Bu yasa yürürlüğe girmeden, daha Mecliste görüşülmeden bir birim kuruldu: Dezenformasyonla Mücadele Birimi. Bu birimin başına İdris Kardaş getirildi. ‘Erdoğan'ın hakikat mücadelesine ortak olmak onurdur’ diyen bir kişidir İdris Kardaş. Şimdi bu arkadaşımızın, bu birimin ve Fahrettin Altun'un çıkarttığı dezenformasyon raporlarına göre mahkemeler vatandaşa ceza verecek ve sadece bilgiyi paylaşan değil, beğenen, "retweet"leyen de üç yıl cezaevi riskiyle karşı karşıya kalacak. Dün akşam burada bir milletvekilimiz, sansür yasasına karşı toplumda farkındalık oluşturabilmek için çekiçle telefonunu kırdı. Ardından çıkan tartışmalarda Sayın Meclis Başkan Vekilimiz ‘ben o çekici kötü niyetle getirmediğine inanıyorum’ dediğinde MHP Grup Başkan Vekili Sayın Akçay ‘kötü niyetli olmadığını nereden biliyorsunuz’ diyerek iktidar zihniyetinin bu yeni yasayla ne hedeflediğini gösterdi. Kanunun 29. Maddesinde ‘Korku ve Panik yaratmak saikiyle’ ifadesi var. Sayın Akçay bizim arkadaşımızın iyi niyetli eylemini nasıl hemen bu tanıma göre hedef gösterdiyse, vatandaşa da aynısı yapılacak. AKP’li ve MHP’li arkadaşların keyfine göre niyet okunacak. İktidar için yazan çizen herkes iyi niyetli, iktidarı protesto eden herkes kötü niyetli olacak, toplumda korku ve panik yaratıyor iddiasıyla takibata uğrayacak. Sizler, doğru bilgiler bile olsa işinize gelmeyenleri yasaklayacaksınız, hapse atacaksınız, baskı kuracaksınız. En kötü yasalar iyi uygulayıcıların elinde adaletli olur ama en iyi yasalar kötü uygulayıcıların elinde de maalesef ciddi hak ihlallerine sebep olur. 2012-2020 yılları arasında Twitter Şeffaflık Raporu'na göre Twitter'a dünya genelinden 12.499 mahkeme kararı gönderilmiş, bunun 7.070'i maalesef Türkiye'ye ait, açık farkla şampiyonuz(!). İkinci sıradaki Rusya’nın rakamı bizimkinin yarısı. Yine, Facebook'ta içerik kaldırmada 2.452 rakamıyla dünyada beşinci sıradayız. Bu kanun geçmeden önce bile sosyal medya sansürünün şampiyonlar liginde oynuyormuşuz. Fakat bu iktidardaki arkadaşlarımıza yetmemiş olacak ki daha fazla baskı, daha fazla sansür, daha fazla düşünce ve ifade özgürlüğü ihlali yaratacak, halkımızı daha çok otosansüre zorlayacak bu yasal düzenlemeyi bize mecliste dayatıyorlar.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerleri arasında bağımsızlık ve özgürlük unsularına değinen Biçer Karaca, iktidarı kurucu değerlere karşı ihanet içinde olmakla suçlayarak “Özgürlük tarlalarında kumpaslarınızın, ihanetinizin ve baskınızın tohumları asla yeşermeyecek çünkü bu ülke "Ya istiklal ya ölüm" diyerek yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk’ün tam bağımsızlık ve özgürlük mayasını taşıyan milletinin cumhuriyetidir. Mücadeleniz boşadır; özgürlük kazanacak, demokrasi kazanacak” dedi ve cümlelerini tamamladı.
YORUMLAR