"Küçük bir azınlığın refahına kurban edilecek"
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2023 yılı bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonunda konuştu. CHP’li Sındır, Çeşme’de kamuya ait nitelikli, doğal sit olan koruma alanının yapılaşmaya açılacağını; ormanları, meraları, tarım ve deniz alanlarını kapsayan 22 bin 600 futbol sahası büyüklüğünde bir alanın ranta ve küçük bir azınlığın refahına kurban edileceğini iddia etti.
20 Kasım 2022 - 14:48 - Güncelleme: 20 Kasım 2022 - 14:52
CHP’li Sındır, konuşmasında Çeşme Projesi'ne ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Projeyi doğru bulmadığını dile getiren Sındır, kamuoyunda bu projenin destek bulmadığını, İzmir kamuoyunun bu projeden rahatsız olduğunu belirtti. Daha önce, 2005-2008 yılları arasında Çeşme Projesi ölçeğinden daha küçük bir ölçekte, 10 bin 300 hektarlık bir alanda benzer bir proje yapılmak istendiğini hatırlatan CHP’li Sındır, açılan davalar sonucu Danıştayın ilgili projeyi iptal ettiğini, hukuka aykırı bulduğunu ve bu konuda kesinleşmiş bir yargı kararının olduğunu vurguladı. Şimdi ise bundan çok daha büyük, yaklaşık 16 bin 140 hektar, bir alanı kapsayan yani kıyaslanacak olursak 22 bin 600 futbol sahası büyüklüğünde, içerisinde ormanlar, meralar, tarım alanları, deniz alanları hatta adaları da kapsayan, kamuya ait alanlardan oluşan büyüklükte bir yerin, mevcut mahkeme kararlarına rağmen projelendirilmiş, talan edileceğini aktaran Sındır, “Proje alanı kapsamında; 1570 hektar tarım alanı, 6 bin hektar orman alanı, 4 bin 547 hektar mera ve çayır alanı yer alıyor. 47 kilometre uzunluğunda kıyı şeridini kapsıyor. Çeşme yarımadasındaki mevcut yerleşik alanların dışında kalan ve kamuya ait orman, mera, kıyı, deniz alanlarının neredeyse tamamını içeriyor. Bu alanı turizm tescili ile ne yazık ki kamuya ait olmaktan çıkaracak ve irtifak hakkını ihaleyle yatırımcılara kim bilir belki kırk dokuz, belki doksan dokuz yıllığına devredeceksiniz. Böylelikle bu yatırımdan sadece küçük bir azınlığın faydalanmasını sağlayarak kamunun genel menfaatlerine aykırı bir durum yaratacaksınız sayın bakan. Çeşme ranta ve küçük bir azınlığın refahına çıkarlarına kurban ediliyor” diye konuştu.
Nitelikli koruma alanları sürdürülebilir koruma alanlarına çevrildi
Sındır, Çeşme Projesi alanındaki koruma değerlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca düşürülmesini sert ifadelerle eleştirdi. 2020 Şubat ayında bölge, turizm bölgesi olarak belirlendikten hemen sonra 2021 başında bölgedeki koruma statülerinin de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düşürüldüğünü belirten Sındır, nitelikli koruma alanlarının sürdürülebilir koruma alanına çevrildiğini söyledi. Hazırlanan ekolojik temelli bilimsel araştırma raporunda da gerekçe olarak ortaya konan ifadenin de dikkat çekici olduğunu dile getiren Sındır, “Kültür ve Turizm Bakanlığının isteği üzerine bu alanlardaki koruma değerleri değiştirilmiştir” ifadesini hatırlatarak şu şekilde devam etti:
“Oysa böylesi kıymetli doğal ve ekolojik karakteri olan nitelikli alanların koruma değeri böyle bir gerekçeyle değiştirilmez, değiştirilmemeli, sahip olduğu ekosisteme, habitata göre belirlenmelidir, Kültür ve Turizm Bakanlığının isteğine göre değil. Özetle, kamuya ait nitelikli, doğal sit olan koruma alanını yapılaşmaya açıyorsunuz. Ayrıca, 2020 yılında İzmir 2. İdare Mahkemesince, yani yargı kararıyla belirlenmiş olan doğal sit statüsünü siz 2021 başında bakanlık olarak tanımıyorsunuz. Hangi hakla ve hangi yetkiyle?Bir de yönetmelik çıkardınız; alan ile ilgili olarak neredeyse uçan kuş bile sizden izin alacak, her şeyden siz sorumlu olacaksınız, siz ne derseniz o olacak, alan kullanımına, planlarına dair usul ve esasları siz belirleyeceksiniz. Nerede kaldı yerel yönetimlerin yetkileri, İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyesi neden yok sayılıyor? Büyükşehir Belediyesinin hiç mi söz hakkı olmayacak? Bakın sayın bakan uyarıyorum; Kutlu Aktaş Barajı da bu alanda. Barajın koruma havzası var; yaklaşık yüzde 50'si bu koruma havzası alanında. Bu alan, içme suyu koruma havzası kapsamında. Kıyılarında Akdeniz foku üretim alanları var. 55 bin 740 hektarlık bir alan bu bağlamda koruma altında. Bu alan ayrıca kuşlar için önemli bir koruma alanı. Bu projeyi hayata geçirenleri ve destekleyenleri tarih asla unutmayacak ve affetmeyecek.”
Türkiye 10’uncu sırada
Avrupa'daki konaklama tesisi sayıları bakımından Türkiye’nin 10'uncu sırada olduğundan da bahsetti. Sındır, Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın bütçesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanı’na sorular yönelterek, “Yeterli tesis ve yatak sayısına sahip miyiz? Nüfusu da yüzölçümü de yaklaşık yedi veya sekizde birimiz olan Yunanistan bile tesis sayısı itibariyle bizden fazla. 24 bin 513 olan tesis sayısı bizim 21 bin 83 olan sayımızdan büyük. Ortalamada daha küçük kapasiteli tesisler olsa da yatak kapasitesi itibariyle de neredeyse bizimle yarışacak, yarımızdan fazla. Yatak sayısında da Avrupa'da 6'ncı sıradayız. Yüzölçümü ve nüfusları ile bizden daha küçük olan İtalya, Fransa, İngiltere, İspanya, Almanya; bu ülkeler bizim 2 katımıza hatta 3 katımıza varan oranda yatak kapasitesine sahip. Onlara erişmek onları geçmek gibi bir gayemiz olmalıdır; diliyorum Tarihi, kültürel zenginlikleri, coğrafyası ve sayısız doğal güzellikleri ile dünyanın merkezi olan ülkemiz ne yazık ki turizm alanında karşılığını maalesef bulamıyor. Oysa biz, Türkiye olarak bunu başarırız. Sayın bakan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın, TGA'nın bütçesini de bir türlü açıklamıyorsunuz. Bütçenizden ayrılan bir ödenek var mıdır? Bu ajansın bütçesi nedir? Ne harcanmıştır? Nasıl denetleniyor? Ayrıca, seyahat acenteleri de soruyorlar: ‘Ülkemize gelen turistin yüzde 90'ını biz getiriyoruz ama bizim bu ajansta hiçbir söz hakkımız yok’ Bu sisteme de söyleyecek bir sözünüz olmalı” diye konuştu.
Sındır’ın Plan ve Bütçe Komisyonunda bir diğer gündeme taşıdığı konu ise arkeolojik kazılara ayrılan bütçenin yetersizliği oldu. Ayrıca Sındır, Türk Hava Yollarının İzmir’e yurtdışından direkt uçuşunun olmamasına da dikkat çekti. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın arkeolojik kazı ve araştırma sayısının 680 olduğunu ve bu kazılara 2022 yılında 90 milyon liralık bir ödenek koyulduğunu aktaran Sındır, “Bu ödenekle basit bir hesap yaptım ortalama kazı başına ne kadar gidiyor diye” diyerek, kazı başına giderin 2022 yılı için yaklaşık 32 bin lira olduğunu açıkladı. Her kazıda bir bekçi çalıştırılsa bu ödeneğin anca onu karşılayacağına vurgu yapan Sındır, “Arkeolojik kazı ve araştırmalar için ayrılan bütçenizin yetersiz olmasını bırakın, yok denecek kadar az bir bütçe. Anadolu coğrafyası arkeolojik anlamda dünyanın en merkezî konumunda olan bir yer. Ayrıca, Türk Hava Yollarının İzmir'e direkt yurt dışı uçuşlarını artırması gerekiyor. Yurt dışından, herhangi bir destinasyondan İzmir'e direkt uçuşu ne yazık ki bulunmamakta. İzmir kamuoyu, İzmir Büyükşehir Belediyemiz uçuş sayısını artırmanızı talep ediyor. Büyükşehir Belediyemiz tarafından havayolu firmalarıyla yapılan görüşmelerle İzmir'e direkt uçuş gerçekleştiren destinasyon sayısı son üç yılda 38'den 70'e çıkmış durumda. Bu konuda, Türk Hava Yollarının da bu bağlantılara katılması konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı da elini taşın altına koymalı” dedi.
Sındır, konuşmasını sonlandırırken İzmir’e ilişkin kamu yatırımlarını da Kültür ve Turizm Bakanına sordu. CHP’li Milletvekili şu ifadeleri kullandı:
“İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi 2015'ten beri hep kamu yatırım programında olan bir yapım işi. 2022 yılı üzerinden proje tutarı 30 milyon lira; 7 milyon ödenek koyulmuş, 3 milyon harcanmış bugüne kadar. Halk Kütüphanesi ne zaman bitecek? Bir de, İzmir eski tekel binaları müze ve kültür kompleksi de 370 milyon liralık bir proje. Ödenek olarak 2022 yılında 40 milyon lira ayrılmış ‘2023'ün Mart ayında açacağız’ diyorsunuz. Proje ne durumda? Bu proje tutarının tamamı ödenek olarak ayrıldı mı? Bitiyor mu?”
Nitelikli koruma alanları sürdürülebilir koruma alanlarına çevrildi
Sındır, Çeşme Projesi alanındaki koruma değerlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca düşürülmesini sert ifadelerle eleştirdi. 2020 Şubat ayında bölge, turizm bölgesi olarak belirlendikten hemen sonra 2021 başında bölgedeki koruma statülerinin de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düşürüldüğünü belirten Sındır, nitelikli koruma alanlarının sürdürülebilir koruma alanına çevrildiğini söyledi. Hazırlanan ekolojik temelli bilimsel araştırma raporunda da gerekçe olarak ortaya konan ifadenin de dikkat çekici olduğunu dile getiren Sındır, “Kültür ve Turizm Bakanlığının isteği üzerine bu alanlardaki koruma değerleri değiştirilmiştir” ifadesini hatırlatarak şu şekilde devam etti:
“Oysa böylesi kıymetli doğal ve ekolojik karakteri olan nitelikli alanların koruma değeri böyle bir gerekçeyle değiştirilmez, değiştirilmemeli, sahip olduğu ekosisteme, habitata göre belirlenmelidir, Kültür ve Turizm Bakanlığının isteğine göre değil. Özetle, kamuya ait nitelikli, doğal sit olan koruma alanını yapılaşmaya açıyorsunuz. Ayrıca, 2020 yılında İzmir 2. İdare Mahkemesince, yani yargı kararıyla belirlenmiş olan doğal sit statüsünü siz 2021 başında bakanlık olarak tanımıyorsunuz. Hangi hakla ve hangi yetkiyle?Bir de yönetmelik çıkardınız; alan ile ilgili olarak neredeyse uçan kuş bile sizden izin alacak, her şeyden siz sorumlu olacaksınız, siz ne derseniz o olacak, alan kullanımına, planlarına dair usul ve esasları siz belirleyeceksiniz. Nerede kaldı yerel yönetimlerin yetkileri, İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyesi neden yok sayılıyor? Büyükşehir Belediyesinin hiç mi söz hakkı olmayacak? Bakın sayın bakan uyarıyorum; Kutlu Aktaş Barajı da bu alanda. Barajın koruma havzası var; yaklaşık yüzde 50'si bu koruma havzası alanında. Bu alan, içme suyu koruma havzası kapsamında. Kıyılarında Akdeniz foku üretim alanları var. 55 bin 740 hektarlık bir alan bu bağlamda koruma altında. Bu alan ayrıca kuşlar için önemli bir koruma alanı. Bu projeyi hayata geçirenleri ve destekleyenleri tarih asla unutmayacak ve affetmeyecek.”
Türkiye 10’uncu sırada
Avrupa'daki konaklama tesisi sayıları bakımından Türkiye’nin 10'uncu sırada olduğundan da bahsetti. Sındır, Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın bütçesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanı’na sorular yönelterek, “Yeterli tesis ve yatak sayısına sahip miyiz? Nüfusu da yüzölçümü de yaklaşık yedi veya sekizde birimiz olan Yunanistan bile tesis sayısı itibariyle bizden fazla. 24 bin 513 olan tesis sayısı bizim 21 bin 83 olan sayımızdan büyük. Ortalamada daha küçük kapasiteli tesisler olsa da yatak kapasitesi itibariyle de neredeyse bizimle yarışacak, yarımızdan fazla. Yatak sayısında da Avrupa'da 6'ncı sıradayız. Yüzölçümü ve nüfusları ile bizden daha küçük olan İtalya, Fransa, İngiltere, İspanya, Almanya; bu ülkeler bizim 2 katımıza hatta 3 katımıza varan oranda yatak kapasitesine sahip. Onlara erişmek onları geçmek gibi bir gayemiz olmalıdır; diliyorum Tarihi, kültürel zenginlikleri, coğrafyası ve sayısız doğal güzellikleri ile dünyanın merkezi olan ülkemiz ne yazık ki turizm alanında karşılığını maalesef bulamıyor. Oysa biz, Türkiye olarak bunu başarırız. Sayın bakan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın, TGA'nın bütçesini de bir türlü açıklamıyorsunuz. Bütçenizden ayrılan bir ödenek var mıdır? Bu ajansın bütçesi nedir? Ne harcanmıştır? Nasıl denetleniyor? Ayrıca, seyahat acenteleri de soruyorlar: ‘Ülkemize gelen turistin yüzde 90'ını biz getiriyoruz ama bizim bu ajansta hiçbir söz hakkımız yok’ Bu sisteme de söyleyecek bir sözünüz olmalı” diye konuştu.
Sındır’ın Plan ve Bütçe Komisyonunda bir diğer gündeme taşıdığı konu ise arkeolojik kazılara ayrılan bütçenin yetersizliği oldu. Ayrıca Sındır, Türk Hava Yollarının İzmir’e yurtdışından direkt uçuşunun olmamasına da dikkat çekti. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın arkeolojik kazı ve araştırma sayısının 680 olduğunu ve bu kazılara 2022 yılında 90 milyon liralık bir ödenek koyulduğunu aktaran Sındır, “Bu ödenekle basit bir hesap yaptım ortalama kazı başına ne kadar gidiyor diye” diyerek, kazı başına giderin 2022 yılı için yaklaşık 32 bin lira olduğunu açıkladı. Her kazıda bir bekçi çalıştırılsa bu ödeneğin anca onu karşılayacağına vurgu yapan Sındır, “Arkeolojik kazı ve araştırmalar için ayrılan bütçenizin yetersiz olmasını bırakın, yok denecek kadar az bir bütçe. Anadolu coğrafyası arkeolojik anlamda dünyanın en merkezî konumunda olan bir yer. Ayrıca, Türk Hava Yollarının İzmir'e direkt yurt dışı uçuşlarını artırması gerekiyor. Yurt dışından, herhangi bir destinasyondan İzmir'e direkt uçuşu ne yazık ki bulunmamakta. İzmir kamuoyu, İzmir Büyükşehir Belediyemiz uçuş sayısını artırmanızı talep ediyor. Büyükşehir Belediyemiz tarafından havayolu firmalarıyla yapılan görüşmelerle İzmir'e direkt uçuş gerçekleştiren destinasyon sayısı son üç yılda 38'den 70'e çıkmış durumda. Bu konuda, Türk Hava Yollarının da bu bağlantılara katılması konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı da elini taşın altına koymalı” dedi.
Sındır, konuşmasını sonlandırırken İzmir’e ilişkin kamu yatırımlarını da Kültür ve Turizm Bakanına sordu. CHP’li Milletvekili şu ifadeleri kullandı:
“İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi 2015'ten beri hep kamu yatırım programında olan bir yapım işi. 2022 yılı üzerinden proje tutarı 30 milyon lira; 7 milyon ödenek koyulmuş, 3 milyon harcanmış bugüne kadar. Halk Kütüphanesi ne zaman bitecek? Bir de, İzmir eski tekel binaları müze ve kültür kompleksi de 370 milyon liralık bir proje. Ödenek olarak 2022 yılında 40 milyon lira ayrılmış ‘2023'ün Mart ayında açacağız’ diyorsunuz. Proje ne durumda? Bu proje tutarının tamamı ödenek olarak ayrıldı mı? Bitiyor mu?”
10:07
YORUMLAR