Soğuk kış aylarında diyetiniz için püf noktalar
Soğuk kış aylarında evde geçirilen sürenin artması, erken hava kararmasına bağlı olarak depresif ve mutsuz hissedilmesi düzensiz beslenmeyi ve buna bağlı olarak abur cubur tüketimini artırıyor. Kışın iştah kontrolünde zorlanma yaşanabiliyor ve yeme atakları artabiliyor. Uzmanlar ise basit ama etkili yollarla bu soruna çare bulunabileceğini ifade ediyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Sungur, kış diyetinin püf noktaları hakkında konuştu.
14 Aralık 2022 - 11:03
Tuba Sungur, kış mevsiminde havaların soğumasıyla birlikte vücudun kendi ısısını korumak için enerji yakmaya başladığını bu sebeple daha fazla yemek yeme ihtiyacına neden olduğunu belirterek, kilo alımının engellenmesi için mutlaka öğünlerin düzenli olmasının, ana öğünlerin dışında sağlıklı proteinden zengin ara öğünlerin yapılmasını söyledi Artan enerji ihtiyacınızdan dolayı uzun süre aç kalmayın” uyarısında bulunan Tuba Sungur, herkesin üç ana üç ara öğün şeklinde beslenmek zorunda olmadığını, açlık durumunda vücudun dinlenerek kendi öğün sayınızı kendinizin belirlemesi gerektiğini dile getirdi. Özellikle ikindi vakti mutlaka bir ara öğün yapılması gerektiğini kaydeden Tuba Sungur, “Ara öğün olarak meyve ile kuruyemiş veya meyve ile süt ürünü (süt, yoğurt veya kefir) tercih edebilirsiniz” dedi.
Sungur, akşam yemeğinin en geç 19.00’da sonlandırılması gerektiğine dikkat çekerek, öğünlerde ev yemeklerinin tüketilmesine de özen gösterilmesi gerektiğini bildirdi. Tuba Sungur, “Kışın evde geçirilen vaktin artmasıyla televizyon ve bilgisayar karşısında yağlı, kalorili ve şekerli besinlerin tüketimi artıyor. Ancak kesinlikle bu yanlışa düşmemek, yemekleri evde sağlıklı yöntemlerle hazırlamak ve dışarıdan fast food tarzı yemekler sipariş vermemek gerekiyor. Aksi taktirde kışın kilo alımının hızlanması kaçınılmaz oluyor” diye konuştu.
Kışın terleme oranının ve hareketin yaz aylarına göre azalması nedeniyle su tüketiminin de azaldığını dile getiren Sungur, yetersiz su tüketiminin kilo alımı ve yorgunluğa sebep olacağını belirterek, günlük su ihtiyacının yerinde tamamlanması gerektiğine de vurgu yaptı. Ayrıca Sungur sağlıklı beslenmenin yanı sıra düzenli egzersiz yaparak ya da haftanın üç günü en az 45 dakika yürüyerek sağlıklı kilo verilmesinde etkili olacağına da dikkat çekti.
Vücuttaki hormonal dengenin sağlanması ve iştah kontrolünün sağlanması açısından yeterli uykunun çok önemli olduğunu belirten Sungur, şu ifadeleri kullandı:
“Uykusuzluk durumunda açlık hormonu ghrelin artarken, kilo kontrolü sağlayan leptin hormonu azalıyor. Vücut yüksek kalorili besinlere ihtiyaç duyuyor. Uykusuzluk kişinin duygu durumunu da olumsuz etkilediğinden yeme ataklarına neden oluyor. Yeterince uyumak hem kilo kontrolü sağlamakta hem de kilo verme sürecinde büyük önem taşımaktadır. Uyku ihtiyacı kişinin yaşına ve bireysel ihtiyaçlarına göre değişse de günde ortalama 7-8 saat kadar uyumaya özen gösterin.”
Konuşmaları esnasında, kışın güneş ışığından yeteri kadar faydalanamamanın serotoninin sentezini azalttığı bilgisini paylaşan Sungur, serotonin azalmasının ise depresyon yanı sıra iştahta artışa ve aşırı karbonhidrat tüketme isteğine neden olduğunu söyledi. Sungur, serotonin seviyesinin artmasına yardımcı olmak için stresi azaltıcı özelliği bulunan yulaf ezmesine beslenmede yer verilmesi önerisinde bulunarak, “Ara öğününüzde veya haftada bir-iki gün kahvaltıda üç yemek kaşığı yulaf ezmesini ister sütle pişirerek yulaf lapası şeklinde, isterseniz de pişirmeden yoğurt ile tüketebilirsiniz. Yulaf ezmesi dışında serotonin üretimini destekleyen besinler somon, ananas, hindi eti, yumurta, süt ve süt ürünleri, muz, kuruyemişler ve soya ürünleridir” diye konuştu.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Sungur, özellikle yeşil çayın metabolizmayı hızlandırdığını, öğün sonrası tüketildiğinde kan şekerinin hızla yükselmesini önlediğini ve kilo vermeye destek olduğunu ifade etti. Günde bir fincan yeşil çay tüketmekte fayda olduğunu ancak hipertansiyonu olanların doktora danışarak tüketmeleri gerektiğini belirten Sungur, baharatlardan özellikle zerdeçal, zencefil, karabiber ve pulbiberin antioksidan özelliği ve metabolizmayı hızlandırıcı etkisinin bulunduğunu dile getirdi. Sungur “Yemeklerdeki tuz miktarını azaltıp baharatlara daha fazla yer vererek baharatların antioksidan ve metabolizmayı hızlandıran etkilerinden faydalanabilirsiniz” diyerek ifadelerini sonlandırdı.
Sungur, akşam yemeğinin en geç 19.00’da sonlandırılması gerektiğine dikkat çekerek, öğünlerde ev yemeklerinin tüketilmesine de özen gösterilmesi gerektiğini bildirdi. Tuba Sungur, “Kışın evde geçirilen vaktin artmasıyla televizyon ve bilgisayar karşısında yağlı, kalorili ve şekerli besinlerin tüketimi artıyor. Ancak kesinlikle bu yanlışa düşmemek, yemekleri evde sağlıklı yöntemlerle hazırlamak ve dışarıdan fast food tarzı yemekler sipariş vermemek gerekiyor. Aksi taktirde kışın kilo alımının hızlanması kaçınılmaz oluyor” diye konuştu.
Kışın terleme oranının ve hareketin yaz aylarına göre azalması nedeniyle su tüketiminin de azaldığını dile getiren Sungur, yetersiz su tüketiminin kilo alımı ve yorgunluğa sebep olacağını belirterek, günlük su ihtiyacının yerinde tamamlanması gerektiğine de vurgu yaptı. Ayrıca Sungur sağlıklı beslenmenin yanı sıra düzenli egzersiz yaparak ya da haftanın üç günü en az 45 dakika yürüyerek sağlıklı kilo verilmesinde etkili olacağına da dikkat çekti.
Vücuttaki hormonal dengenin sağlanması ve iştah kontrolünün sağlanması açısından yeterli uykunun çok önemli olduğunu belirten Sungur, şu ifadeleri kullandı:
“Uykusuzluk durumunda açlık hormonu ghrelin artarken, kilo kontrolü sağlayan leptin hormonu azalıyor. Vücut yüksek kalorili besinlere ihtiyaç duyuyor. Uykusuzluk kişinin duygu durumunu da olumsuz etkilediğinden yeme ataklarına neden oluyor. Yeterince uyumak hem kilo kontrolü sağlamakta hem de kilo verme sürecinde büyük önem taşımaktadır. Uyku ihtiyacı kişinin yaşına ve bireysel ihtiyaçlarına göre değişse de günde ortalama 7-8 saat kadar uyumaya özen gösterin.”
Konuşmaları esnasında, kışın güneş ışığından yeteri kadar faydalanamamanın serotoninin sentezini azalttığı bilgisini paylaşan Sungur, serotonin azalmasının ise depresyon yanı sıra iştahta artışa ve aşırı karbonhidrat tüketme isteğine neden olduğunu söyledi. Sungur, serotonin seviyesinin artmasına yardımcı olmak için stresi azaltıcı özelliği bulunan yulaf ezmesine beslenmede yer verilmesi önerisinde bulunarak, “Ara öğününüzde veya haftada bir-iki gün kahvaltıda üç yemek kaşığı yulaf ezmesini ister sütle pişirerek yulaf lapası şeklinde, isterseniz de pişirmeden yoğurt ile tüketebilirsiniz. Yulaf ezmesi dışında serotonin üretimini destekleyen besinler somon, ananas, hindi eti, yumurta, süt ve süt ürünleri, muz, kuruyemişler ve soya ürünleridir” diye konuştu.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Sungur, özellikle yeşil çayın metabolizmayı hızlandırdığını, öğün sonrası tüketildiğinde kan şekerinin hızla yükselmesini önlediğini ve kilo vermeye destek olduğunu ifade etti. Günde bir fincan yeşil çay tüketmekte fayda olduğunu ancak hipertansiyonu olanların doktora danışarak tüketmeleri gerektiğini belirten Sungur, baharatlardan özellikle zerdeçal, zencefil, karabiber ve pulbiberin antioksidan özelliği ve metabolizmayı hızlandırıcı etkisinin bulunduğunu dile getirdi. Sungur “Yemeklerdeki tuz miktarını azaltıp baharatlara daha fazla yer vererek baharatların antioksidan ve metabolizmayı hızlandıran etkilerinden faydalanabilirsiniz” diyerek ifadelerini sonlandırdı.
YORUMLAR