Sosyalleşme Sürecine Adapte Olmak İçin Nelere Dikkat Etmeli?
29 Temmuz 2021 - 11:08
Yaklaşık 1,5 yıldır süren pandemi hem yetişkinlerin hem de çocukların yaşam tarzlarında köklü değişikliklere sebep oldu. Özellikle kapanma dönemlerinde uzunca bir süre evde zaman geçiren bireyler sosyal hayattan uzak kaldı. İçsel kapasitesi yüksek kişiler bu duruma daha kolay alışıp evde keyifli vakit geçirirken, kişiler arası kapasitesi yüksek olanların bu sürece alışması daha çok zaman aldı. Ruhsal sağlık açısından büyük önem taşıyan sosyalleşmenin bu süreçte sekteye uğraması yetişkinlerde ve çocuklarda kaygı, stres ve anksiyete gibi psikolojik sorunları beraberinde getirirken teknolojik bağımlılığın da artmasına neden oldu. Sosyalleşmenin insan psikolojisini doğrudan etkilediğinin altını çizen Atlas Üniversitesi Psikoloji bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Burak Emre Gürsoy ve Medicine Hastenesi’nden Uzman Psikolojik danışman ve Psikoterapist Gülsüm Ertekin, pandemi döneminin gençler ve çocuklar üzerindeki psikolojik etkilerini ve yeniden sosyal hayata adapte olmanın yollarını açıklıyor.
Pandemi, sosyalleşmeyi kısıtlarken teknolojik aletlere ilgi arttı…
Atlas Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Burak Emre Aksoy, “ Yaklaşık 1,5 yıldır hayatımızı olumsuz etkileyen ve sosyal yaşantımızı daha önce deneyimlemediğimiz şeklide değiştiren COVID 19 salgınının etkileri hepimizi olduğu kadar çocuk ve gençleri de kapsıyor. Özellikle evden çıkmamak ve eğitime uzaktan devam etmek hem çocuklar hem de gençler için farklı bir deneyim oldu. Yapılan araştırmalar evden çıkamama durumunun aile bireylerinin yaşadıkları stresle beraber çocuklar ve gençlerde kaygı ve depresyon gibi psikolojik sorunlara yol açabileceğini gösteriyor. Öte yandan, farklı sosyoekonomik düzeyden ailelerin durumlarını göz önünde bulundurulduğunda her çocuğun ya da gencin aynı şekilde etkilendiğini söylemek zor. Örneğin düşük sosyoekonomik seviyedeki ailelerde bu semptomlar daha yoğun şekilde gözlemlenebiliyor. Pandeminin ilk zamanlarında aile bireylerinin ortak vakit geçirme süreleri arttıkça aile birlikteliği duygusu da güçlendi. Ancak süreç uzadıkça sosyalleşememenin yarattığı sıkıntılar bireylerin psikolojisini olumsuz yönde etkilemeye başladı.” dedi.
Evde yapabilecek bir aktivite bulamayan birçok kişinin vakit geçirmek için telefon, bilgisayar ve tablet gibi teknolojik aletlere yöneldiğini belirten Uzman Pdr. Gülsüm Ertekin, “Pandemiyle birlikte yükselişe geçen teknoloji bağımlılığı çocukları da etkisi altına aldı. Günümüzün sorunu olan teknoloji bağımlılığının pandemi döneminde daha da çok arttı. Çocuklarda psikolojik gelişimin bir parçası olan sosyalleşme 2 yaşında başlar ve 3 yaşında tam olarak belirginleşir. Pandemi döneminde sosyalleşemeyen çocukların ise psikolojik gelişimlerinin olumsuz etkilendiğini söyleyebiliriz. Hem çocukların hem de gençlerin ruhsal olarak daha fazla etkilenmesini engellemek için sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyularak, ufak arkadaş buluşmalarının yapılması büyük önem taşıyor. Bu sayede teknolojik bağımlılığın önüne geçilebilir. Aynı zamanda özellikle çocuklar için teknolojik aletlerin kullanılmasında süre kısıtlaması uygulanmalıdır. Yaşa göre belirlemek üzere günde 1-1,5 buçuk saat olarak bir sınırlama konulmasını tavsiye ediyoruz. Süre kısıtlamasını uygulamakta zorlanan çocuklarda ise haftada 2 gün süre olmadan serbest gün oluşturulabilir.” dedi.
Pandemi, sosyalleşmeyi kısıtlarken teknolojik aletlere ilgi arttı…
Atlas Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Burak Emre Aksoy, “ Yaklaşık 1,5 yıldır hayatımızı olumsuz etkileyen ve sosyal yaşantımızı daha önce deneyimlemediğimiz şeklide değiştiren COVID 19 salgınının etkileri hepimizi olduğu kadar çocuk ve gençleri de kapsıyor. Özellikle evden çıkmamak ve eğitime uzaktan devam etmek hem çocuklar hem de gençler için farklı bir deneyim oldu. Yapılan araştırmalar evden çıkamama durumunun aile bireylerinin yaşadıkları stresle beraber çocuklar ve gençlerde kaygı ve depresyon gibi psikolojik sorunlara yol açabileceğini gösteriyor. Öte yandan, farklı sosyoekonomik düzeyden ailelerin durumlarını göz önünde bulundurulduğunda her çocuğun ya da gencin aynı şekilde etkilendiğini söylemek zor. Örneğin düşük sosyoekonomik seviyedeki ailelerde bu semptomlar daha yoğun şekilde gözlemlenebiliyor. Pandeminin ilk zamanlarında aile bireylerinin ortak vakit geçirme süreleri arttıkça aile birlikteliği duygusu da güçlendi. Ancak süreç uzadıkça sosyalleşememenin yarattığı sıkıntılar bireylerin psikolojisini olumsuz yönde etkilemeye başladı.” dedi.
Evde yapabilecek bir aktivite bulamayan birçok kişinin vakit geçirmek için telefon, bilgisayar ve tablet gibi teknolojik aletlere yöneldiğini belirten Uzman Pdr. Gülsüm Ertekin, “Pandemiyle birlikte yükselişe geçen teknoloji bağımlılığı çocukları da etkisi altına aldı. Günümüzün sorunu olan teknoloji bağımlılığının pandemi döneminde daha da çok arttı. Çocuklarda psikolojik gelişimin bir parçası olan sosyalleşme 2 yaşında başlar ve 3 yaşında tam olarak belirginleşir. Pandemi döneminde sosyalleşemeyen çocukların ise psikolojik gelişimlerinin olumsuz etkilendiğini söyleyebiliriz. Hem çocukların hem de gençlerin ruhsal olarak daha fazla etkilenmesini engellemek için sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyularak, ufak arkadaş buluşmalarının yapılması büyük önem taşıyor. Bu sayede teknolojik bağımlılığın önüne geçilebilir. Aynı zamanda özellikle çocuklar için teknolojik aletlerin kullanılmasında süre kısıtlaması uygulanmalıdır. Yaşa göre belirlemek üzere günde 1-1,5 buçuk saat olarak bir sınırlama konulmasını tavsiye ediyoruz. Süre kısıtlamasını uygulamakta zorlanan çocuklarda ise haftada 2 gün süre olmadan serbest gün oluşturulabilir.” dedi.
10:07
YORUMLAR