Sürekli İzmir'in Son 18 Ayını Değerlendirdi
Ak parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli Büyükşehir belediyesinin son 18 ayını değerlendirdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 500 günlük icraatlarını dile getiren Sürekli Soyer’i verdiği vaatleri yerine getirememesi konusunda eleştirdi.
05 Ekim 2020 - 16:48
Ak parti İzmir İl başkanı Kerem Ali Sürekli konuşmalarına gönül seferberliği programıyla ilgili bilgiler vererek başladı; “8 haziran itibari ile gönül seferberliği programlarına başladık. Bu programlarda geçmişle geleceği buluşturduk. Sivil toplum örgütlerini, esnafları, halkı ziyaret ettik. Gönül seferberliği programı ekim ayı sonunda büyük bir finalle son bulacak. Ekim ayı gönül seferberliği ayıdır ay sonunda genel merkezimizin düzenlediği bir program ile finali gerçekleştireceğiz. Gönül seferberliği büyüyor büyüdükçe de sorumluluğumuz artıyor. 45 bin üyeyi aşmış bulunuyoruz. Her gün İzmir’in bir ilçesinde onlarca sokağında yüzlerce evindeyiz. Yolumuza büyüyerek devam ediyoruz. Dertlere çare, umutsuzlara umut oluyoruz” dedi.
“Üyeliklerimizi zoraki bir şekilde yaptığımızı söyleyenler bilmiyorlar ki biz her gün evlerdeyiz, dükkânlardayız, fabrikalar da tarlalardayız vatandaşlarımızla iç içeyiz” diyen sürekli sözlerine şu şekilde devam etti; “Biz zorla güzellik peşin de olsaydık 19 yıldır sandıktan milletimizin teveccüğünü alarak çıkmazdık. Bu saldırılara, karalamalara, yalan yanlış yazılan haberlere pirim vermeyeceğiz.”
Sürekli İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin son 18 ayını ise şu şekilde değerlendirdi;
“Göz boyama ile geçen bir 18 ay yaşadık. Cemreler düşecek diye beklerken küme düştük. 29 mart yerel seçimlerinde İzmirli hemşerilerimiz bize muhalefet görevi verdi. Bu görevi layıkıyla yerine getirmek ve İzmir’in çıkarını korumak için elimizden geleni yapıyoruz. Diğer yandan da iktidar olmanın gücünü şehrimiz için seferber ediyor, her talebe olumlu yaklaşıyoruz. Ancak acı bir gerçek var ki seçimler de Üç yaka vaadinde bulunan CHP İl yerel idare 18 ayı göz boyama ile geçirmiştir. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in seçim öncesi vaatlerine ve 500 günlük icraat açıklamalarına baktığımızda da belgeli olarak bunları görebiliyoruz. Belediyeler hizmet makamıdır, masal evi değildir. Soyer, salgınla mücadele günlerini anlatmıştı. 10 sayfasında bisikletli günleri ve yavaş şehir İzmir vaatlerinden bahsetmiştir. Bu vaatlerin içinin ne kadar boş olduğunu Seferihisar’dan biliyoruz.”
“Tarım ve Kooperatif destekleri, kentsel projeler zaten Soyer’den önce başlatılmış işlerdir.” Diyerek Soyer’i bu konuda da eleştiren Sürekli; Soyer’in ulaşımla ilgili yaptık dediği projeler iktidarın desteği ile hayat bulan projelerdir. Buradan da anlayacağımız gibi koronavirüs Türkiye’ye İzmir’e uğramasa Soyer’inde anlatacak pek bir şeyi olmazmış. İzmirliler artık hizmet görmek istiyor. Kıbrıs meselesi Soyer’in gündemi ama su değil, kayyum ataması Soyer’in gündemi ama ulaşım değil. Soyer’in gündeminde bu sorunların, koku ve taşkınların olması yerine Barolar vardır. Aynı zamanda görüyoruz ki en fazla görülen Soyer gönüllüleri yazılı erzak dağıtan kişilerdir. Siyaset ile gündem de olan ise somut hizmetlerden çok yerel hizmetlerdir. İzmir’in koku problemi yıllardır devam ediyor. Israrla bunu dile getiriyoruz. Geçtiğimiz günlerde Soyer kokunun nerelerden kaynaklandığı ile ilgili talimat verdi. Dört noktaya koku giderici taktırmış ve sorun çözülmüş. Buna herkes güler sorun büyük bundan dolayı İzmir’in koku probleminden kurtarılması lazım. Koku problemi çözülmüş değildir. Koku sorununun nedenlerini defalarca ifade ettik, bununla ilgili bilimsel çalışmalar yapılmallıydı maalesef çok geç kalındı. İzmir’i koku probleminden biran önce kurtarmaları gerekiyor. Çöp meselesi ise bir muamma. Bu konuda ise tesisler kuracaklarını tüm çöpleri dönüştüreceklerini söylediler. Ancak sorun devam ediyor. Harmandalı koku ve tehlike saçmaya devam ediyor. Çeşme, Seferihisar, Kınık, Foça ve Ödemiş’te ciddi çöp sorunları var. Çed raporu alınmadan ihalesini yaptıkları güney bölgesi katı atık bertaraf tesisine halkın tepkisi giderek büyüdü. Doğa ve sağlık tehdidini her fırsatta öne sürerek ortalığı yıkan CHP, nedense buraya bu tesisi yapmaktan bütün tepkilere rağmen ısrarcı” diyerek tepkilerini dile getirdi.
İzmir’in ulaşım sorununu da konu alan Sürekli;
“90 dakika ücretsiz olan aktarmayı kaldırıp 1 eylül 2020 itibarıyla birinci ve ikinci aktarmayı 50 kuruş haline getirdiler. 120 dakika içerisinde ikinci aktarmadan sonraki ulaşım bedellerini ücretsiz yaptılar. Kendi araştırmalarına göre de zaten üçüncü ve daha sonraki aktarmaları kullananlar %1’i bile geçmiyor. Bu kararların tek bir açıklaması olabilir, vatandaşa verilen hakkın gaspı. İzmirliler isyanda. Dört bir yanda ‘90 dakikama dokunma’ adı altında kampanyalar düzenleniyor. Ancak nafile. İzmir Büyükşehir Belediyesi gözlerini, kulaklarını halka kapatmış durumda. Biz bu işi takip ediyoruz. Defalarca açıklamada bulunduk bun karardan dönün diye. Bu konuda ki hukuki çalışmalarımızı gözden geçirip gereğini yapacağız. İzmirlilerin hakkını geri almak için elimizden geleni yapacağız.”
İzmir’de yaşanan su sorunu ile ilgili açıklamalarda bulunan Sürekli;
“Suyu İzmir’e zehir ettiler. Sosyal belediyecilik derken, insan hayatının ve bir şehrin iki temel sorununda sınıfta kaldılar. Ulaşım gibi su meselesinde de eziyet devam ediyor. Göreve geldiklerinde ilk icraatları suya gizli zam yapmak oldu. Durup bakıldığı zaman 50 yıl öncesine geri dönüldüğünü görebiliriz. Vatandaş arazöz kuyruklarına girmiş, Foça’da Dikili’de Kiraz’da bunu gördük. Her gün İzmir’in her bir yanında saatlerce su kesintisi yaşanıyor. Tam anlamıyla suyu İzmirlilere zehir ettiler.”
CHP’nin kentsel dönüşüm vaatleri yıllardır havada uçuyor. Kentsel dönüşüm konusunda engellendiklerini dile getiren CHP, 8 bölge deki dönüşümü planlanan 35 bin konutun yenilenmesi aşamasının yıllar içerinde sadece 1000 tanesini gerçekleştirebildi. Kimin kimi engellediği tartışılır. Soyer bu konuda çok istekli görünmüyor.”
"Biz İzmir’in yararına olan her projeyi destekledik, desteklemeye de devam edeceğiz. Büyükşehir Belediyesi icraatsizliğinin faturasını hükümetimize atmaktan vazgeçmiyor. Biz dayanışmadan hiç kaçmadık, kaçmayız. Önce borçları, satışları açıklasınlar. 18 aylarını anlatırlarken onlarca sayfa salgın dayanışmaları, yangın dayanışmaları var fakat bir satır dahi üretim, kazanç, borç ve satış yok. Seferihisar’ı iflas ettirdi sıra İzmir’e geldi. Belediyenin malı deniz değil ki sat sat bitecek elbet. Aziz Kocaoğlu’nun başlattığı kırsal destekleri kendi icraatıymış gibi sunarken projeyi büyütmek adına kooperatifleri siyasetine ve amaçlarına alet ediyor. Süt kuzu projesini güya sürdürüyor ama mimarı olan Tire süt kooperatifini saf dışı bırakmaya çalışıyor. Yani maalesef 18 ayı laylaylomla geçirdiler.”
“Üyeliklerimizi zoraki bir şekilde yaptığımızı söyleyenler bilmiyorlar ki biz her gün evlerdeyiz, dükkânlardayız, fabrikalar da tarlalardayız vatandaşlarımızla iç içeyiz” diyen sürekli sözlerine şu şekilde devam etti; “Biz zorla güzellik peşin de olsaydık 19 yıldır sandıktan milletimizin teveccüğünü alarak çıkmazdık. Bu saldırılara, karalamalara, yalan yanlış yazılan haberlere pirim vermeyeceğiz.”
Sürekli İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin son 18 ayını ise şu şekilde değerlendirdi;
“Göz boyama ile geçen bir 18 ay yaşadık. Cemreler düşecek diye beklerken küme düştük. 29 mart yerel seçimlerinde İzmirli hemşerilerimiz bize muhalefet görevi verdi. Bu görevi layıkıyla yerine getirmek ve İzmir’in çıkarını korumak için elimizden geleni yapıyoruz. Diğer yandan da iktidar olmanın gücünü şehrimiz için seferber ediyor, her talebe olumlu yaklaşıyoruz. Ancak acı bir gerçek var ki seçimler de Üç yaka vaadinde bulunan CHP İl yerel idare 18 ayı göz boyama ile geçirmiştir. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in seçim öncesi vaatlerine ve 500 günlük icraat açıklamalarına baktığımızda da belgeli olarak bunları görebiliyoruz. Belediyeler hizmet makamıdır, masal evi değildir. Soyer, salgınla mücadele günlerini anlatmıştı. 10 sayfasında bisikletli günleri ve yavaş şehir İzmir vaatlerinden bahsetmiştir. Bu vaatlerin içinin ne kadar boş olduğunu Seferihisar’dan biliyoruz.”
“Tarım ve Kooperatif destekleri, kentsel projeler zaten Soyer’den önce başlatılmış işlerdir.” Diyerek Soyer’i bu konuda da eleştiren Sürekli; Soyer’in ulaşımla ilgili yaptık dediği projeler iktidarın desteği ile hayat bulan projelerdir. Buradan da anlayacağımız gibi koronavirüs Türkiye’ye İzmir’e uğramasa Soyer’inde anlatacak pek bir şeyi olmazmış. İzmirliler artık hizmet görmek istiyor. Kıbrıs meselesi Soyer’in gündemi ama su değil, kayyum ataması Soyer’in gündemi ama ulaşım değil. Soyer’in gündeminde bu sorunların, koku ve taşkınların olması yerine Barolar vardır. Aynı zamanda görüyoruz ki en fazla görülen Soyer gönüllüleri yazılı erzak dağıtan kişilerdir. Siyaset ile gündem de olan ise somut hizmetlerden çok yerel hizmetlerdir. İzmir’in koku problemi yıllardır devam ediyor. Israrla bunu dile getiriyoruz. Geçtiğimiz günlerde Soyer kokunun nerelerden kaynaklandığı ile ilgili talimat verdi. Dört noktaya koku giderici taktırmış ve sorun çözülmüş. Buna herkes güler sorun büyük bundan dolayı İzmir’in koku probleminden kurtarılması lazım. Koku problemi çözülmüş değildir. Koku sorununun nedenlerini defalarca ifade ettik, bununla ilgili bilimsel çalışmalar yapılmallıydı maalesef çok geç kalındı. İzmir’i koku probleminden biran önce kurtarmaları gerekiyor. Çöp meselesi ise bir muamma. Bu konuda ise tesisler kuracaklarını tüm çöpleri dönüştüreceklerini söylediler. Ancak sorun devam ediyor. Harmandalı koku ve tehlike saçmaya devam ediyor. Çeşme, Seferihisar, Kınık, Foça ve Ödemiş’te ciddi çöp sorunları var. Çed raporu alınmadan ihalesini yaptıkları güney bölgesi katı atık bertaraf tesisine halkın tepkisi giderek büyüdü. Doğa ve sağlık tehdidini her fırsatta öne sürerek ortalığı yıkan CHP, nedense buraya bu tesisi yapmaktan bütün tepkilere rağmen ısrarcı” diyerek tepkilerini dile getirdi.
İzmir’in ulaşım sorununu da konu alan Sürekli;
“90 dakika ücretsiz olan aktarmayı kaldırıp 1 eylül 2020 itibarıyla birinci ve ikinci aktarmayı 50 kuruş haline getirdiler. 120 dakika içerisinde ikinci aktarmadan sonraki ulaşım bedellerini ücretsiz yaptılar. Kendi araştırmalarına göre de zaten üçüncü ve daha sonraki aktarmaları kullananlar %1’i bile geçmiyor. Bu kararların tek bir açıklaması olabilir, vatandaşa verilen hakkın gaspı. İzmirliler isyanda. Dört bir yanda ‘90 dakikama dokunma’ adı altında kampanyalar düzenleniyor. Ancak nafile. İzmir Büyükşehir Belediyesi gözlerini, kulaklarını halka kapatmış durumda. Biz bu işi takip ediyoruz. Defalarca açıklamada bulunduk bun karardan dönün diye. Bu konuda ki hukuki çalışmalarımızı gözden geçirip gereğini yapacağız. İzmirlilerin hakkını geri almak için elimizden geleni yapacağız.”
İzmir’de yaşanan su sorunu ile ilgili açıklamalarda bulunan Sürekli;
“Suyu İzmir’e zehir ettiler. Sosyal belediyecilik derken, insan hayatının ve bir şehrin iki temel sorununda sınıfta kaldılar. Ulaşım gibi su meselesinde de eziyet devam ediyor. Göreve geldiklerinde ilk icraatları suya gizli zam yapmak oldu. Durup bakıldığı zaman 50 yıl öncesine geri dönüldüğünü görebiliriz. Vatandaş arazöz kuyruklarına girmiş, Foça’da Dikili’de Kiraz’da bunu gördük. Her gün İzmir’in her bir yanında saatlerce su kesintisi yaşanıyor. Tam anlamıyla suyu İzmirlilere zehir ettiler.”
CHP’nin kentsel dönüşüm vaatleri yıllardır havada uçuyor. Kentsel dönüşüm konusunda engellendiklerini dile getiren CHP, 8 bölge deki dönüşümü planlanan 35 bin konutun yenilenmesi aşamasının yıllar içerinde sadece 1000 tanesini gerçekleştirebildi. Kimin kimi engellediği tartışılır. Soyer bu konuda çok istekli görünmüyor.”
"Biz İzmir’in yararına olan her projeyi destekledik, desteklemeye de devam edeceğiz. Büyükşehir Belediyesi icraatsizliğinin faturasını hükümetimize atmaktan vazgeçmiyor. Biz dayanışmadan hiç kaçmadık, kaçmayız. Önce borçları, satışları açıklasınlar. 18 aylarını anlatırlarken onlarca sayfa salgın dayanışmaları, yangın dayanışmaları var fakat bir satır dahi üretim, kazanç, borç ve satış yok. Seferihisar’ı iflas ettirdi sıra İzmir’e geldi. Belediyenin malı deniz değil ki sat sat bitecek elbet. Aziz Kocaoğlu’nun başlattığı kırsal destekleri kendi icraatıymış gibi sunarken projeyi büyütmek adına kooperatifleri siyasetine ve amaçlarına alet ediyor. Süt kuzu projesini güya sürdürüyor ama mimarı olan Tire süt kooperatifini saf dışı bırakmaya çalışıyor. Yani maalesef 18 ayı laylaylomla geçirdiler.”
10:07
YORUMLAR