Toprağın Su Ve Minerallerini Tutuyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Başkan Dr. Cemil Tugay’ın sağlıklı bir kent için başlattığı atık yönetimiyle kentin parklarından çıkan yeşil atıkları biyokömür ve komposta dönüştürüyor. Parklarda kimyasal yerine doğal gübreler kullanılarak organik çeşitlilik artırılırken, aynı zamanda şehrin karbon ayak izi de azaltılıyor.

17 Şubat 2025 - 11:46
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Başkan Dr. Cemil Tugay’ın seçim vaatleri arasında yer alan Biyokömür Tesisi’ni yeniden aktif hale getirdi. Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı, kentin yeşil atıklarını dönüştürerek yeniden doğaya kazandırmak için Bornova'daki yerleşkesinde çalışmalara başladı. Ekipler, İzmir’in parklarından çıkan budama atıkları, yaprak ve çim gibi yeşil atıklar ve atölyelerden çıkan talaş atıklarını kompost üretim teknikleri ve Biyokömür Tesisini kullanarak doğal gübreye dönüştürüyor. Elde edilen biyokömür ve kompost, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeşil alanlarında gübre olarak bitkilere can verirken, aynı zamanda karbon salımının da önüne geçilmiş oluyor.
5 bin metreküp üretim yeniden toprakla buluşuyor
Çalışmalar hakkında bilgi veren İzmir Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı Ziraat Mühendisi Muzaffer Komutan, “Cemil Başkanımızın önderliğinde, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı’mızın MTK yerleşkesinde kompost ve biyokömür tesislerimizde yeşil alanlarımızdan gelen atıkları, İzmir Doğal Yaşam Parkı’ndan getirdiğimiz hayvan gübreleriyle karıştırıp, olgunlaştırıp gübre elde ediyoruz. Biyokömür tesisimizde ise atölyeden getirdiğimiz talaş malzemelerini ve patoz makinesinden çıkardığımız budak artıklarını biyokömür makinesinde yakarak inorganik madde olarak bitki kömürü elde ediyoruz. Sonuç olarak elde ettiğimiz organik ve inorganik maddeleri 5 bin metreküpe yakın hacimle tekrar yeşil alanlarımızda topraklarımızın yapısını iyileştirmek için kullanıyoruz. Böylelikle bir geri kazanım sağlamış oluyoruz” şeklinde konuştu.
“Parkların organik yapısının artırılması için çok önemli bir gelişim”
Çalışmaların İzmir’in yeşil alanlarının gelişmesinde büyük bir öneme sahip olduğunu ifade eden Muzaffer Komutan, “Daha önce çalışmalarımız duraklamıştı, Cemil Başkanımızın talimatıyla yeniden aktif hale getirdik. Şu an her iki tesis de işler durumda hizmet veriyor. Biyokömür tesisinde yılda 60 ton bitki kömürü elde etmeyi hedefliyoruz. Kompost üretiminden de 4 bin metreküp kompost malzemesi elde etmeyi hedefliyoruz. Yeşil alanlarımıza verdiğimiz organik ve inorganik maddelerle, makro ve mikro elementlerle yeşil alanların kalitesi gözle görülür şekilde artacak. Daha önce hayvan gübresi ve kimyasal maddelerle yeşil alanlara takviye yapılıyordu. Bu, tamamen doğal şekilde, hem yeşil alanlardaki atıkların geri dönüşümü ve kazanımı hem de parklarımızın organik yapısının artırılması için çok önemli bir gelişim” dedi.
Karbon oranı yüksek ürünler elde ediliyor
Park ve Bahçeler Dairesi’nin yeniden hayata döndürdüğü biyokömür tesisinin sorumlusu Bilal Kaya kapasitesi artırılan, üretimi hızlandırılan tesiste öncelikle bitkisel atıklardan biyokömür üretildiğini söyledi. Normalde organik atıkların çürürken atmosfere karbondioksit ve su saldığını belirten Kaya, “Bu faaliyetle doğaya karbondioksit salımını azaltıyoruz. Atıkların karbondioksit emisyonunu azaltarak karbon ayak izimizi azaltma vizyonuna katkı sağlamış oluyoruz. Çünkü karbonu malzemenin içine hapsetmiş oluyoruz. Buradan çıkan ürünleri tekrar toprağa gömdüğümüz zaman atmosfere salınacak karbondioksit tekrar toprağın içinde kalmış oluyor” ifadelerini kullandı.
Toprağın Su Ve Minerallerini Tutuyor
Biyokömürün dünyada da yaygınlaştığını belirten Kaya, “Biyokömürün esas özelliği karbonu hapsetmesiyle beraber yüzey alanının çok geniş olması. 1 gram biyokömürün yüzey alanı 60 – 70 metrekarelere çıkabiliyor. 1 gram malzemenin bu kadar yüzey alanına sahip olması, toprakta mikroorganizma yaşamına katkı sağlıyor. Toprak canlıları, toprakta yaşam alanı buluyor. Toprağın işlemesini kolaylaştırıyor, su tutmasını sağlıyor. Yağmurlarda toprak yıkanmaya maruz kalır. Yıkanmayla toprağı besleyen elementler suyla beraber kaybolurlar. Biyokömür bu elementleri tutarak toprağın yıkanmasını engelliyor. Bu sayede de toprakta gübre uygulaması azaltılıyor” şeklinde konuştu.
5 bin metreküp üretim yeniden toprakla buluşuyor
Çalışmalar hakkında bilgi veren İzmir Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı Ziraat Mühendisi Muzaffer Komutan, “Cemil Başkanımızın önderliğinde, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı’mızın MTK yerleşkesinde kompost ve biyokömür tesislerimizde yeşil alanlarımızdan gelen atıkları, İzmir Doğal Yaşam Parkı’ndan getirdiğimiz hayvan gübreleriyle karıştırıp, olgunlaştırıp gübre elde ediyoruz. Biyokömür tesisimizde ise atölyeden getirdiğimiz talaş malzemelerini ve patoz makinesinden çıkardığımız budak artıklarını biyokömür makinesinde yakarak inorganik madde olarak bitki kömürü elde ediyoruz. Sonuç olarak elde ettiğimiz organik ve inorganik maddeleri 5 bin metreküpe yakın hacimle tekrar yeşil alanlarımızda topraklarımızın yapısını iyileştirmek için kullanıyoruz. Böylelikle bir geri kazanım sağlamış oluyoruz” şeklinde konuştu.
“Parkların organik yapısının artırılması için çok önemli bir gelişim”
Çalışmaların İzmir’in yeşil alanlarının gelişmesinde büyük bir öneme sahip olduğunu ifade eden Muzaffer Komutan, “Daha önce çalışmalarımız duraklamıştı, Cemil Başkanımızın talimatıyla yeniden aktif hale getirdik. Şu an her iki tesis de işler durumda hizmet veriyor. Biyokömür tesisinde yılda 60 ton bitki kömürü elde etmeyi hedefliyoruz. Kompost üretiminden de 4 bin metreküp kompost malzemesi elde etmeyi hedefliyoruz. Yeşil alanlarımıza verdiğimiz organik ve inorganik maddelerle, makro ve mikro elementlerle yeşil alanların kalitesi gözle görülür şekilde artacak. Daha önce hayvan gübresi ve kimyasal maddelerle yeşil alanlara takviye yapılıyordu. Bu, tamamen doğal şekilde, hem yeşil alanlardaki atıkların geri dönüşümü ve kazanımı hem de parklarımızın organik yapısının artırılması için çok önemli bir gelişim” dedi.
Karbon oranı yüksek ürünler elde ediliyor
Park ve Bahçeler Dairesi’nin yeniden hayata döndürdüğü biyokömür tesisinin sorumlusu Bilal Kaya kapasitesi artırılan, üretimi hızlandırılan tesiste öncelikle bitkisel atıklardan biyokömür üretildiğini söyledi. Normalde organik atıkların çürürken atmosfere karbondioksit ve su saldığını belirten Kaya, “Bu faaliyetle doğaya karbondioksit salımını azaltıyoruz. Atıkların karbondioksit emisyonunu azaltarak karbon ayak izimizi azaltma vizyonuna katkı sağlamış oluyoruz. Çünkü karbonu malzemenin içine hapsetmiş oluyoruz. Buradan çıkan ürünleri tekrar toprağa gömdüğümüz zaman atmosfere salınacak karbondioksit tekrar toprağın içinde kalmış oluyor” ifadelerini kullandı.
Toprağın Su Ve Minerallerini Tutuyor
Biyokömürün dünyada da yaygınlaştığını belirten Kaya, “Biyokömürün esas özelliği karbonu hapsetmesiyle beraber yüzey alanının çok geniş olması. 1 gram biyokömürün yüzey alanı 60 – 70 metrekarelere çıkabiliyor. 1 gram malzemenin bu kadar yüzey alanına sahip olması, toprakta mikroorganizma yaşamına katkı sağlıyor. Toprak canlıları, toprakta yaşam alanı buluyor. Toprağın işlemesini kolaylaştırıyor, su tutmasını sağlıyor. Yağmurlarda toprak yıkanmaya maruz kalır. Yıkanmayla toprağı besleyen elementler suyla beraber kaybolurlar. Biyokömür bu elementleri tutarak toprağın yıkanmasını engelliyor. Bu sayede de toprakta gübre uygulaması azaltılıyor” şeklinde konuştu.
YORUMLAR