Tüp Bebek Tedavisi İçin SGK Raporu Çıkarılıyor
İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Park Hastanesi Tüp Bebek ve İnfertilite Merkezi’nde tüp bebek tedavisine başlayan çiftler için SGK raporu çıkarılabiliyor. Gerekli koşulları sağlayan hastalara tüp bebek tedavisi yapılabiliyor.
28 Mart 2021 - 23:44
Hastaneye başvuran çiftlerin genellikle ilk önce kadın doğuma ya da üroloji bölümüne geldiklerini belirten Doç. Dr. Funda Göde, “Kadın doğum uzmanı detaylı bir inceleme yaptıktan sonra erkekten de bir takım testler istiyor. Eğer bir problem tespit ederse öncelikle soruna yönelik tedaviyi kendisi uyguluyor. Sonra tedavilere yanıt alınamazsa o zaman tüp bebek merkezine yönlendiriliyor. Yani hastalarımız bize filtrelenerek gelmiş oluyor.” Dedi.
Tüp bebek merkezine gelen çiftlerin her ikisinin de değerlendirmeden geçtiğinikaydeden Göde şöyle konuçtu:
“Kadınlarda özellikle yumurtlama fonksiyonlarını değerlendiriyoruz. Ultrasonla rahimini ve yumurtalıklarını değerlendiriyoruz. Sonrasında da yumurtalık rezerv testlerini uyguluyoruz. Yine gebe kalabilmesi için bir kadının tüplerinin açık olması gerekiyor. Hastalarımızın rahim filmini mutlaka çekiyoruz. Onun dışında da mutlaka erkekten bir spermiyogram testi istiyoruz. Rutinimizde bu 3’ü mutlaka var. Bu 3’ünde çıkan sonuçlara göre patoloji neredeyse ona yönelik tedavilerimizi gerçekleştiriyoruz. Bizim en çok karşılaştığımız kısırlık sorunu daha çok kadın faktörlü oluyor. Yani ileri yaşlarda bize gelen hastalarımız yumurtlama problemleri nedeniyle bize başvuruyorlar. Onun dışında yine genç yaş olgularda da polikistik over sendromu dediğimiz yumurtalama bozukluğuyla gelen bir hasta grubumuz da var. Bunların yanı sıra maalesef sağlıksız bir yaşam tarzını benimseyen bir kitle de var. İnsülin direnci, kilo alımı, vücutta tüylenme gibi şikâyetlerle de gelebiliyor hastalarımız. Bunlarda da yumurtlama problemleri meydana gelebiliyor.”
Tüp bebek tedavisinde uygulanan tedavi de hastaları tedavi sürecinde bir diyetisyen, bir psikolog ve bir fizyoterapistin mutlaka gördüğünü ifade eden Göde, “Çünkü çiftlerimizin çocuk sahibi olabilmesi için kişinin fizyolojisinin de düzgün olması gerekiyor. Vücudun doğurabilmesi için aslında buna hazır olması lazım ve bunu istemesi lazım. Yani 45 kilonun altında bir kadının doğurması çok mümkün değil. Çok ciddi kilosu olan bir kadının da aynı şekilde metabolizması buna çok uygun olmuyor. O yüzden kişi ne kadar iyi fizyolojik şartlara uygun davranıyorsa, diyetine dikkat ediyorsa, egzersizine dikkat ediyorsa, psikolojisi sağlamsa o kadar gebeliğe hazır hale geliyor. O yüzden biz de hastalarımıza bu konuda destek oluyoruz.” Diye konuştu.
Tüp bebek merkezine gelen çiftlerin her ikisinin de değerlendirmeden geçtiğinikaydeden Göde şöyle konuçtu:
“Kadınlarda özellikle yumurtlama fonksiyonlarını değerlendiriyoruz. Ultrasonla rahimini ve yumurtalıklarını değerlendiriyoruz. Sonrasında da yumurtalık rezerv testlerini uyguluyoruz. Yine gebe kalabilmesi için bir kadının tüplerinin açık olması gerekiyor. Hastalarımızın rahim filmini mutlaka çekiyoruz. Onun dışında da mutlaka erkekten bir spermiyogram testi istiyoruz. Rutinimizde bu 3’ü mutlaka var. Bu 3’ünde çıkan sonuçlara göre patoloji neredeyse ona yönelik tedavilerimizi gerçekleştiriyoruz. Bizim en çok karşılaştığımız kısırlık sorunu daha çok kadın faktörlü oluyor. Yani ileri yaşlarda bize gelen hastalarımız yumurtlama problemleri nedeniyle bize başvuruyorlar. Onun dışında yine genç yaş olgularda da polikistik over sendromu dediğimiz yumurtalama bozukluğuyla gelen bir hasta grubumuz da var. Bunların yanı sıra maalesef sağlıksız bir yaşam tarzını benimseyen bir kitle de var. İnsülin direnci, kilo alımı, vücutta tüylenme gibi şikâyetlerle de gelebiliyor hastalarımız. Bunlarda da yumurtlama problemleri meydana gelebiliyor.”
Tüp bebek tedavisinde uygulanan tedavi de hastaları tedavi sürecinde bir diyetisyen, bir psikolog ve bir fizyoterapistin mutlaka gördüğünü ifade eden Göde, “Çünkü çiftlerimizin çocuk sahibi olabilmesi için kişinin fizyolojisinin de düzgün olması gerekiyor. Vücudun doğurabilmesi için aslında buna hazır olması lazım ve bunu istemesi lazım. Yani 45 kilonun altında bir kadının doğurması çok mümkün değil. Çok ciddi kilosu olan bir kadının da aynı şekilde metabolizması buna çok uygun olmuyor. O yüzden kişi ne kadar iyi fizyolojik şartlara uygun davranıyorsa, diyetine dikkat ediyorsa, egzersizine dikkat ediyorsa, psikolojisi sağlamsa o kadar gebeliğe hazır hale geliyor. O yüzden biz de hastalarımıza bu konuda destek oluyoruz.” Diye konuştu.
YORUMLAR